Milli(?) Eğitim
Türkiye’de yıllardır tartışılan ama çözüm için herhangi bir çabanın gösterilmediği konulardan biri de eğitim. Eğitim bir milletin geleceğini tayin edecek kadar önemli bir müessesedir. Eğitimin en önemli özelliği milli olmasıdır. Geçmiş tecrübeleri, milli değerleri genç kuşaklara aktarabilmek ancak milli bir eğitimle mümkündür. Bir millet; devletini, vatanını, topraklarını kaybedebilir ama milli ve mukaddes değerlerini kaybetmedikçe yok olmaz. Temelinde milli kültürün bulunmadığı bir eğitim ancak kültür emperyalizmine hizmet eder.
Tarih defalarca göstermiştir ki kendi değerlerini terk etmiş, başka bir milletin değerlerini benimsemiş her millet yok olmuştur. Yine tarih göstermiştir ki Türkler tarih boyunca hep başka kültürlerle mücadele ederek var olmuşlardır. Bu kültür savaşının kaybı dolayısıyla milli bilincin kaybı anlamına da gelmiş ve bu durum Türk devletlerinin sonunu getirmiştir. Bazen Çin’e bazen Batı’ya kaybetti ve sonunda hep yıkımla hep felaketle karşılaştık. Türk tarihinin en büyük devleti olan Osmanlı yine böyle bir kültür savaşı sonrasında dağılmış, paramparça olmuştur. Batı’nın manevi ajan üretme merkezi gibi çalışan yabancı okullar 1. Dünya Savaşı sırasında kendi öz kimliğine yabancılaşmış ajanlar üretmekle kalmamış Türk milletini hedef alacak silahları da azınlıklara sağlamakla görevlendirilmiştir. Bütün bunları çok çabuk unuttuk, hiçbirinden ders çıkarmadık maalesef…
Kültür emperyalizminin pençesinde kıvranan eğitim sistemimizin en büyük problemi milli değerlerden yoksun olması. Türkçe konuşan ama Türk gibi düşünmeyen, kendi milletine Avrupalı gibi bakan bir nesil yetiştiren eğitim sistemimiz beyin göçünün en büyük sorumlusudur. Bu ülkede yetişmiş, bu ülkede eğitim görmüş herkesin Türk milletine ve devletine borcu vardır. Özellikle doktorlar ve mühendislerin beyin göçü oranları korkutucu seviyelere geldi. Savunma sanayi gibi kritik alanlarda görev yapan mühendislerin burada kritik sahalarda edindikleri tecrübeleri Avrupa'nın savunma şirketleri için kullanması ciddi bir güvenlik zafiyetidir.
Sadece Hollanda’daki ASML şirketinde çalışan Türk mühendislerin sayısı 600... Bu ülkenin insan sermayesi olan, her biri bu ülkenin bir yatırımı olan doktorlarımız, mühendislerimiz birer birer bu ülkeden gidiyorlar. Gidene kızmak kolay, asıl önemli olan bu insanların neden gittiğini eğitimde neyin eksik olduğunu tespit edip sorunu çözmektir. Aksi halde boşa kürek çekmeye devam etmiş oluruz.