Mega Köy Ankara’nın kümesleri
Ankara Büyükşehir Belediyesi, ne kadar dikkate alıyor, bilinmez ama hakkında basında yer alan eleştiriler iki bölümde karşılık görmektedir. Büyükşehir Belediyesi faaliyetlerinin söz konusu edildiği haber veya yazı sol basında yer alıyorsa anında makes bulmaktadır. Basının öteki kesimi, konumu ne olursa olsun, haberlerine karşılık bulamamaktadır. Nasıl olsa kendisinden telakkisi ile eleştirilere sessiz kalınmaktadır. Daha somut bir örnek vermek gerekirse Hürriyet Ankara ekinde yer alan bir haber, eleştiri veya basit bir şikâyet, daha önemlisi eleştiri veya haberin konusu anında cevap bulmaktadır. Şayet eleştiri mütedeyyin basında yer alıyorsa dikkate görmezden geliniyor. Sözüm ona belediyemiz mütedeyyin insanların oylarıyla seçildiği için, mütedeyyinlerin eliyle yönetildiği zannedilmektedir. Ama mütedeyyin kesime iltifatını bile bile esirgemektedir. Belediyemizin gözünde paralel yapının itibarı ise ayrı bir yazı konusu.
Yukarıdaki tespitler tamamen bu satırların yazarına aittir. Her düşünce de olduğu gibi yanılma payı vardır. İster dikkate alınsın ister alınmasın, Ankara’da mukim bir insan gözüyle görülen, yaşanan, yerinde tespitlerdir. Kamuoyunun tepkisine sebep olan aksaklıkları, noksanları yazmak, eleştirmek aynı zamanda bir kamu görevidir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, son derece başarılı (!) ve örnek bir belediye olduğunu kendisi sık sık ifade etmektedir; “Ödüle doymuyor.” “Şeyhin kerameti kendinden menkul” derler ya meğer ne kadar doğru bir söz. Türkiye’de ödül sisteminin nasıl kurgulandığı kamuoyunun meçhulü değildir. Bu tür ödüler al gülüm ver gülüm senaryolarıdır. Bir propaganda malzemesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Aslında Ankara Büyükşehir belediyesine verilmesi gereken en uygun ödül ne olmalıdır, diye bir soru akla gelirse, “Köylülük büyük ödülü” olmalıdır.
Önce Ankara’ya dıştan bir göz atmaya ne dersiniz? Bir belediyecilik farkını tespit için Konya’ya seyahat edin, birkaç gün konuk olun, Konya Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerini gözlerinizle görün. Sonra Ankara’ya dönün. Olmadı, Konya belki Ankara’ya göre biraz küçük kaldı. Kayseri’ye misafir olmaya ne dersiniz? Kayseri müthiş bir gelişme içinde ve son derece mükemmel bir belediyecilik hizmeti alıyor. Olmadı. Ankara ile mukayese edilmemeli.
İstanbul’a uzanmağa ne dersiniz? Şöyle bir hafta İstanbul’da tur atın, Kadir Topbaş yönetimindeki Büyükşehir Belediyesinin İstanbul’a ve İstanbullulara hizmetlerini gözlerinizle görün. Sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin kültürüne yapılan hizmetleri müşahede edin. Sonra Ankara’ya geri dönmek nasıl bir duygu? Yahya Kemal’in “Ankara’nın neyini seviyorsunuz üstat?” sorusuna verdiği o meşhur cevabını hatırlamanın tam zamanı. “İstanbul’a dönüşünü.” Demiş büyük şair.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerini, özellikle kültürel alandaki faaliyetlerini gören birisi, Ankara ile karşılaştırması mümkün değildir. Sadece kültürel alanda değil, Ankara görüntü itibariyle tamamen mega köy görünümündedir. Ana arterler bile pislikten geçilmiyor, görüntü kirliliği sınırda.
Ankara Büyükşehir Belediyesi ne yazık asli görevi temizlikten bile geçerli tam not alamıyor, sınıfta kalmış durumda. Temizliğin arkasından Ankara Büyük Şehir Belediyesi adına bir sıfat, bir isim veya sembol yarışması düzenlense ana teması ne olabilir? Ana arterlerin, özellikle Kızılay’a çıkan bulvarlar ve caddelerde beş on adımda bir mantar gibi türeyen, son derece çirkin görüntülü büfelerden dolayı her halde en uygun “Büfeler kenti” diye adlandırmak yerinde olurdu. Aslında yayaların gidiş gelişini engelleyen, çirkin görüntüye “kümes” denilmesi daha doğru olur. Büyükşehir Belediyesi Ankara’ya ve Ankaralıları büfelerle hizmet(!) vermiyor, adeta işkence ediyor.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Büyükelçiliklerin ikamet ettiği, hükümet merkezi; her gün onlarca yabancı heyetin ana caddelerinden geçtiği ve ziyaret ettiği Başkent, çirkin, sakil, birbirine tren vagonları gibi geçmiş çirkin büfe görüntüleri ile zihinlerde yer etmektedir. Başkent’in manzarasını bozmakta ve devasa köy görüntüsü vermektedir. Köy görüntüsünün sebeplerinden biri kirlilik ise, ikincisi her on adımda bir dikilen berbat görünümlü büfeler, yani kümesler, her hangi bir ihtiyaca göre değil, birilerine kazanç temini için mantar gibi bitmektedir. Büfeler Ankara Büyükşehir belediyesinin ayıbı, yüz karası. Yasal bir gerekçesi olmadığı gibi çirkin görüntüsü de asla savunulamaz.
Anket sever Başkan Gökçek, kanatları arasına aldığı, hamisi olduğu büfeler hakkında bir kamuoyu yoklaması yaptırmış mıdır, bilinmez ama son derece rahatsız edici boyutlara varan büfelerin varlığı Ankaralıları ciddi şekilde tedirgin etmektedir. Kızılay’ın göbeğinde Maltepe Camiinin önünde halka ait parkın, birkaç yıl önce gecekondulaştırılması bir hak ihlali, kamuya ait bir mekânın gaspı ve sorumluluğu tamamen Büyük Şehir Belediyesine aittir. Sağlık Bakanlığının, hatta Bakanın makam odasının hemen önüne dikilen büfenin belediyecilik açısından bir izahı var mı? İdare ettiği şehrin insanları ne düşünüyorlar? Başkent Belediye Başkanına sormak gerekmez mi? Gecekondulaşma artık tarihe karıştı. Büyükşehir Belediyesi eliyle yeni gecekondu alanları ihdas ediliyor. Büyükşehir Belediyesi eliyle gerçekleştirilen görüntülere en hafif deyim “Skandal/rezalet” denebilir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tam yetkili meclisi bulunmakta ve görev başındadır. Söz konusu meclis, bir yönetimle idare edilmektedir. Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi ve yöneticileri, iktidar veya muhalefet farkı gözetmeksizin acaba bu çirkinlikleri niçin görmezden gelmektedirler? İktidar veya muhalefet mensupları niçin dillendirmezler? En azından Başkentin Valisi bu tür konularda Belediyeyi uyarması gerekmez mi?
Mega köy Ankara ve Ankara’da yaşayanlar, mevcut görüntüden asla memnun değiller. Başkent’in ismine ve konumuna uygun bir görüntü ve kimliğe kavuşturulmasını arzu etmektedir Ankara’ lalılar. Her geçen gün biraz daha köylüleşen Başkentin en az seviyede Konya, İstanbul seviyesinde bir görüntüye kavuşturulmasını beklemektedir. Ankaralı reklama değil gerçeğe dayalı hizmet sunacak bir belediye özlemi içindedir. Başkent belediyesi Ankara’yı büfelerle değil, kültürü ve tarihi kimliği ile zihinlerde yer alması için gayret göstermelidir.
G Ü N Ü N H İ K M E Tİ
“Bir gecesini köyde geçirenin bir ay akalı başına gelmez.”
Hz. Mevlana, Mesnevi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.