Mazlum Coğrafyalar IX – Kırım
Kırım tarihteki ilk Türk topluluğu olarak sayılan İskitlerden bu tarafa üzerinde Türklerin yaşadığı bir yarımadadır. Tarihi süreç içerisinde bir liman kenti olması hasebiyle çok büyük bir öneme sahip olmuş ve hala da bu önemli konumunu korumaktadır. Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra da hem ticari hem zirai konumuyla hem de savaşlar esnasında gönderdiği askeri destekle Osmanlı İmparatorluğunun en önemli merkezlerinden biri olmuştur. 1774 Küçük Kaynarca ile elimizden çıkan Kırım bundan sonra ise 1783’te Rusların işgaline uğramıştır. Tarihler 1991’i gösterdiğinde ise SSCB’nin dağılması ile başlayan süreçte Kırım’da Ukrayna’ya bağlı muhtar bir cumhuriyet halini aldı. 18 Mart 2014’te Ruslar tekraren zorbaca ve haksızca Kırım’ı ilhak ettiğini açıkladı ve bölgeyi işgal etti.
Bildiğimiz hikâyesiyle Rusya, bizim tarih kitaplarımızdaki yerini sıcak denizlere inme ameliyesiyle almıştır. Bugün Kırım’ın işgalinin tarihi arka planının yanında yine bu ameliyenin de önemli bir neden olduğu açıktır. Rus limanlarının kolay vurulabilir olması ve fiili bir durumda çıkışın çok zor olması ayrıca bazı limanlarının ise doğanın bir hediyesi olarak önünün kapanması Rusya için Kırım’ın işgalini olmazsa olmaz kılmıştır. Bu işgal sonuç olarak Kırım’da yaşayan Türklerin neredeyse iki buçuk asırdır sürdürdükleri bağımsızlık mücadelesine farklı bir boyut kazandırmıştır. Bugün Ukrayna-Rusya krizi parantezinde Kırım’ın bizim içinde önemi göz önüne alındığında bu çekişmeden Kırım’ı karlı çıkarmak Türk diplomasisinin ve siyasetinin en önemli vazifesidir. Orada bulunan Türklerin hakları başta olmak üzere Rus işgalinin kaldırılarak Kırım’a bağımsız bir devlet statüsü kazandırılması, ayrıca Kırım- Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesi gelecek açısından olmazsa olmazdır. Bugün Ukrayna’nın Türkiye desteğini sağlayabilmek adına devlet başkanı düzeyinde yapılan çalışmalara özellikle de Kırım Türklerinin olması gerektiği gibi Kırım’ın yerli unsuru olduğu hususunun kabul edilmesine bakıldığında Ukrayna’nın, Rus tazyikinden kurtulabilmek için Türkiye’nin desteğine muhtaç olduğu açıktır. Böyle bir süreç yaşanırken Türkiye’nin konuyu uluslararası arenada Kırım lehine sonuçlandırması oldukça önemlidir.
Türkiye’nin Kırım konusundaki tavrı devletimizin en yüksek kademelerinden dillendirildiği üzere Kırım’daki haksız ilhakın ve zorbaca işgalin tanınmadığı yönündedir. Devletimiz bu kararlılığından vazgeçmeden 7 yıldır işgal altında olan Kırım’ın bağımsızlığına kavuşması için elinden geleni yapmalıdır. Kırım hem Karadeniz’e olan konumuyla hem de Rusya’nın yayıldığı bölgeye bakan bir göz olması sebebiyle bizim için özellikle kuzey politikamızın nirengi noktalarından biridir. Bugün Kırım’ı kaderine terk etmenin hem orada yaşayan Türkler için hem de Türkiye’nin kendi için yarın önü alınamaz problemler çıkaracağı su götürmez bir gerçektir. Bunun içinde Türkiye diplomasinin tüm olanaklarını Kırım için seferber etmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.