Lütfen üvey evlat muamelesi yapmayın!
TBMM kapılarındalar, birçok milletvekiliyle görüşüp gerekli bütün sözleri aldılar, Başbakana, Başbakan yardımcılarına, muhalefet partilerine kadar gittiler. Seçim dönemlerinde kadro beklentisi karşısında en net cevabı alanlar onlar. Yetkili sendika olan Diyanet-Sen´in toplu sözleşme masasındaki en önemli maddesi oldular.
***
Fakat yıllardır ümitlerine bir cevap bulamadılar! Yıllardır başlarını okşayıp bunlar bizim evlatlarımızdır diyen birileri çıkmadı…
Onlar hain işgal girişiminde, darbeye hayır diyen, salalarla bu milletin dayanma gücü olan vekil imamlar.
Onlar kapı kapı gezip, yüce kitabımız Kur'an-ı Kerimi öğretmek için öğrenci toplayan Fahri Kuran Kursu Hocaları.
Onlar aynı zamanda birer anne, birer baba. Onlar, evlatlarına bakmakla yükümlü olan bu milletin insanları.
Fakat hepsinin yüreği hüzünlü, hepsi verilen sözlerin yerine getirilmemesine kırgın…
Onlar görev yaparken, yerine görev yaptığı asıl çalışanların ne zaman geleceği korkusunu taşıyanlar.
Onlar sanayide, çocuk işçilere ödenen paralarla, evlerini geçindirmeye çalışan analar.
***
Onlar aynı ezanı, aynı Kur´an-ı, aynı salayı, aynı duayı okuyup asil olamayan Babalar.
Büyük bir hüznümüz var bizim gözyaşlarına takılıp kalan.
Unutulmayan bir vefamız var bizim, aynı camide, aynı Kuran Kursunda ayırıma uğrayan.
Sayısız yazılarda söylediğim gibi, onlar bu ülkenin üvey evlatları…
Onlar hak ve hukukun en iyi olması gerektiğini düşündüğümüz Diyanet'in en acı prangası.
Kara haberin ne zaman geleceğini sürekli bekleyenler, tazminatsız kapıya konulanlar, işsiz bırakılanlar.
Ve her zaman duadan, nasipten, devletinden, milletinden, hükümetinden ümidini kesmeyenler.
***
İyi bir şey yapalım artık. En azından bu işi yapabiliyorlarsa biz de bir şey yapalım. Yapamıyorlarsa avutmadan yol gösterelim, üzmeden, kırmadan ümitlendirmeyelim.
Bakın; bir işgal girişimi yaşadı bu millet!
İzzetini kaybedenler bu ülkeye Din üzerinden saldırdı. Şerefini yitirenler dini, İslam´ı, emelleri uğruna, acımasızca harcadı.
Artık iyi bir şey yapalım.
Milleti için canını verecek olan, Bayrağı için canını feda eden yeni nesiller yetiştirelim.
Dilinde duası olan, dilinde devlet millet aşkı olan çocuklar yetiştirelim.
Kapı kapı dolanıp Kuran Kursu öğrencisi toplayan fahrileri artık görelim ve anlayalım.
Aynı işi yapan vekil imam hatipleri, müezzin kayyımları dış kapının dış mandalı yapmayalım.
Unutmayın!
Verdiği sözü tutmakla nam yapanlar, verdiği bu sözü yerine getirmedikleri için sınıfta kalacaklar.
Polatlı´nın girişindeki ifade gibi, Türkçe söyledik olmadı İngilizcesini, Arapçasını hatta Farsçasını mı yazalım!
Son kez yüreğimizin diliyle, hep birlikte diyoruz ki
Bize üvey evlat muamelesi yapmayın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.