TYB adına 2013 yılı Haziran ayında “Ankara’dan Siirt’e Kültür Kervanı” programı ile yaklaşık on vilayeti kapsayan bir geziye düzenlenmişti. Gezi, Ankara’dan başlayarak Aksaray,  Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Bitlis, Diyarbakır, Kahramanmaraş’ı kapsayan çok yönlü bir kültür faaliyetiydi.

Kültür Kervanı vilayetlerde bir gece bir gündüzü kapsarken,  Diyarbakır’a iki gece üç gündüz ayrılarak farklı bir program uygulandı. Diyarbakır STK’ları kervana özel ilgi gösterdiler. Dicle Üniversitesi ile ortaklaşa bilimsel toplantılar, sergiler, konser ve şiir şöleni gerçekleştirildi.   

Diyarbakır ziyareti esnasında İslâmcı bir STK’na ziyarette bulunuldu. Çaylar içildi, namaz kılındı ve sohbetler yapıldı. Dicle üniversitesinden bir akademisyenle baş başa sohbet imkânım oldu. Eli kalem tutan kürt asıllı kardeşimiz sohbet esnasında “Bölünmenin mukadder olduğunu, Müslüman aydınların buna karşı çıkmaması gerektiğini” söyledi. Hiç beklemediğim bir anda gelen bu bölücü düşünce karşısında irkildiğimi itiraf etmeliyim.

Dostluğuna güvenerek kendisine:

-“Biz on günden beri bölgede geziyor ve ziyaretler yapıyoruz. Ziyaret edilen yerlerde rehberlerimiz özellikle tarihi eserleri gezdirirken “Bu bir Artuklu eseridir. Bu bir Osmanlı Camii’dir. Burası bir Emevi veya Bizans kalıntısı….” Diye zengin bir tarihi bizimle tanıştırdılar. Bölge adeta bir tarihi eser koleksiyonu, açık hava müzesi.

Diyarbakır dâhil hiçbir şehirde  “Şu da kürt medeniyetine ait.” Diye bir taş göstermediler. Tarih belgedir. Bölünme isterken bu topraklarda size ait neyiniz var, gösterin görelim?” dedim.

Kürt kardeş, beklemediği cevap karşısında yüzüme baktı, içini çekti, sonra “Medeniyetimizi kurmak için bize fırsat verilmemiş.” Dedi. Bir kürt aydınının içine düştüğü acziyeti hatırlatmak istedim.

Otuz beş yıldan beri kandan beslenen PKK, Müslümanlara ve İslâm’a karşı  küfrî bir oluşumdur. Söylemleri, hareketleri tamamen İslâm karşıtı bir harekettir. Arkasında ABD kilisesi ve Siyonizm bulunmaktadır. Ne yazık PKK ile mücadelede bu gerçek gözden kaçmıştır. Gelinen nokta, bu habis örgütün yok olacağını göstermekte ve sonuçta Müslüman kürt ile Müslüman türkün geçmişte olduğu gibi bir arada ve beraber yaşayacaklarını göstermektedir.

         Allah’ın lütfu ve yardımı ile bu topraklarda zafer İslâm’ın olacaktır.

TEŞEKKÜR

Uzun zamandan beri mustarip bulunduğum rahatsızlık dolayısı ile 24 Temmuz 2015 Cuma günü Gazi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi bölümünde bir ameliyat geçirdim.

Ameliyatı gerçekleştiren Beyin Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın

Prof. Dr. Fikret Doğulu Bey ve ekibine,

 gösterdikleri gayret ve hazıkane muamelelerinden dolayı kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayrıca hastalığım öncesi ve sonrasında dostluğunu gördüğüm Prof. Dr. Cemal Çevik ve Prof. Dr. Vedat Bulut beylere, özellikle hastalığımın teşhisinde yol gösterici yardım ve tavsiyelerinden dolayı Güven Hastahanesi Baş Hekimi Dr. Ahmet Fevzi İnceöz’e şükranlarımı sunuyorum.

Özellikle yurt içinden ve dışından internetle,  mesajlarını ileten, bizzat hastahane ve evime kadar gelerek ziyaret nezaketini gösteren, geçmiş olsun dileklerini ileten tüm gönül dostlarıma ayrı ayrı dua ve şükranlarımı arz ediyorum.

Cenabı Hak, hasta olan tüm kullarına “Şafi” ismiyle şifa buyursun, Amin, Ya Muin.