Uğur Öğüt

Uğur Öğüt

Kötülüklerin tohumu gıybet

Kötülüklerin tohumu gıybet

 

 

 

Eğer insanlar gerçekleri açık ve cesur bir ortamda eşit şartlar altında paylaşabilselerdi; yüzlerinden başka, gıyaplarında başka olmasalardı, savaşlar çıkmayacaktı; kavgalara, üzüntülere yer kalmayacaktı.

Tüm felaketlerin, hatta ebedî kahroluşların ardında, gıybet tohumlarını bulacaksınız. Tüm kötülükler, gıybeti de beraberlerinde taşırlar.

Gıybet tuzağında tüm iyiliklerinin yok olup olmadığını merak eden, konuşmalarını gözlemlemeli ve gıybet biçimleri üzerinde çok düşünmelidir.

Allah, kullarının haklarını kendi hakkından önemli tutmuştur. Haksız suizandan kul hakkı doğar.

Gıybet temelde insanlara karşı işlenen bir suçtur ve onun affedilmesi yetkisi, gıybet edilen insanlardadır.

Bu yüzden masumun ahlâkı, onuru hakkında delil olmaksızın kötü zanda bulunur da içimizdeki kötü zannı doğru kabul edersek, ağır bir bedel ödeyeceğiz.

Gıybetin insanlar tarafından kaynağında tespit edilip cezalandırılması, akışıp ilerlemesinin, hatta iftiraya dönüşmesinin durdurulması neredeyse imkânsızdır. Katilin de kendince bir şerefi vardır; ama gıybetçinin mikrop kadar onuru olamaz.

Cephede düşman kurşunuyla şehit olan askerin hâli tarifsiz bir yüceliktir. Oysa gıybet, babanın çocuğunu veya çocuğun annesini öldürmesini andırır ölçüde esef verici bir cinayet hâline dönüşebilir.

Gıybetin ebedî hayata yönelik zararları bir yana, sosyal, siyasal ve ekonomik hayata, kişisel huzura, sağlığa ve yeteneklere, kısaca topyekûn insan kaderine yönelik sonuçlarını birkaç sayfaya sığdırabilmemiz imkânsız.

Engel olmazsak, bizimle konuşurken gıybet yapanla suç ortağıyız. Çünkü gıybetin devam edebilmesi, bizim en azından dinliyor görüntüsü verebilmemize bağlıdır.

Başkalarının gıybetine bilinçli kulak misafiri olan da gıybetin suç ortağıdır.

Görüyoruz ki gıybet konusunda hepimiz kendimizi eğitmeliyiz. Gıybetten korunmayı bize ancak biz öğretebiliriz.

Bu bir yetenektir, bir kişiliktir, bir alışkanlıktır. Okumakla öğrenmiş olmayız, uygulayarak alışkanlık ve tutum hâline getirebildiğimiz ölçüde başarılı oluruz. Sadece empati yapalım; kendimizi gıyabında konuştuğumuz insanların yerlerine koyalım. Ya onların geçmişini aynen yaşamış olsaydık, acaba onlardan farklı mı davranacaktık?

İnsanların hata yapabileceklerini ve her hatanın eleştiriyi hak etmeyebileceğini göreceğiz.

Başkalarını ayaklarımız altına aldığımız sürece, başımızı ayakların altından kurtaramayacağımızı unutmayacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR