Ağyarını mani efradını cami seçim hükümeti
7 Haziran, seçim sonuçları ile değil, yeni bir seçimi beraberinde getirdiği çalkantılarla siyasi tarihte yerini aldı. Seçim sonucunda mutad olan siyasi bir partinin ya tek başına iktidar olması veya birkaç partinin anlaşarak koalisyon kurmalarıdır. 2002 Kasımından beri siyasî arenada “koalisyon” kavramı unutulmuştu. 7 Haziran seçimleri ile günlük konuşma dilinde en çok koalisyon konuşuldu. Seçimler hiçbir partiye tek başına iktidar imkânı vermediği gibi koalisyon da kurulamadı.
Hükûmet kurulamamasının önemli sebeplerinden birisi, siyasi tarihimizin en uzun ömürlü milliyetçi partisi ve başındaki hiç seçim kazanamamış kıdemli genel başkanı, seçim sonuçlarının açıklanmasından itibaren sürekli hayırla yattı hayırla kalktı. Dolayısı ile ülkeyi hükümetsiz bıraktı ve üç aylık bir zaman dilimi heba edildi.
Sonuçta anayasanın meri hükümleri gereğince, TBMM de en çok sandalyeye sahip partinin Genel Başkanı Sayın Davutoğlu, adına seçim hükümeti denilen kabineyi kurdu. Seçim hükümeti Türkiye şartlarında bir ilk ve teşekkülü epey zahmetli oldu.
Cumhurbaşkanı’nın onayından beri seçim kabinesi üzerinde tartışmalar ve konuşmalar sürmektedir. Türkiye gerçeklerine ve şartlarına en uygun hükümet olduğu konusunda ortak bir konsensüs oluştu. Seçim hükumetinde toplumun ve siyasi yelpazenin tüm renkleri temsil edilmektedir.
Seçim hükümeti beraberinde pek çok ilkleri barındırmaktadır. Öncelikle daha birkaç yıl öncesine kadar resmi makamlar nezdinde vebalı muamelesi gören başörtü, ilk kez kabinede yer aldı. Hem de aileden sorumlu. Burada bir tespiti paylaşmakta sakınca görmüyorum. On üç yıllık AK Parti iktidarının ihmaline uğrayan konulardan birisi Aile politikaları. Aileden sorumlu Gaziantepli eski Bakan Hanım efendiye emanet edilen aile son derece başarısız bir seyir izledi. Aile itibar kaybetti. Aileden sorumlu Bakan Sayın Prof. Dr. Ayşen Gürcan Hanımefendinin yönetiminde ailenin yeniden kimliğine kavuşacağına inanıyorum. Bu konuda iki ay küçümsenecek bir zaman dilimi değildir.
Sayın Topçu’nun Kültür ve Turizm Bakanlığına tayini ise bir şanstır. Çünkü Sayın Topçu Merhum Muhsin Yazıcı ekolünün önemli isimlerinden birisidir. Kısa süreli Kültür Bakanlığında güzel işler yapacağına inanılmaktadır.
Kabinenin en önemli yıldız bakanı, yakından tanıma imkânına sahip olduğum, hemşerim ama en önemlisi öğrencim İçişleri Bakanı Sayın Selami Altınok. Kamuoyunda sürpriz bir isim. Üzerine aldığı görevleri başarı ve yüz akı ile yerine getiren Sayın Altınok’un üç aylık, özellikle terörün tavan yaptığı bir dönemde örnek bir bakanlık yapacağına inanıyorum. Kendisine mutlak başarılar diliyorum.
İki ayrık otunun kabinede bulunması demokrasinin ve siyasetin bir cilvesi olsa gerek. Siyasi parti adına mı, yoksa dağdaki bölücü eşkıya adına mı bakanlık yapacakları henüz meçhul. Milletimiz, dağdaki eşkıyanın altına kırmızı plakalı araba çekti, sonucu zaman gösterecek.
Tek sermayesi babasının adını kullanarak siyaset yapan Sayın Tuğrul Türkeş’in, Bahçeli’ye rağmen tek başına aldığı kararı iktidar için avantaj olduğu kadar, bağlı olduğunu ifade ettiği MHP, özellikle Bançeli için hezimet, çünkü olumsuzluklarla değil, makul ile hareket etseydi şimdi o başbakan yardımcısıydı. Türkeş için hem bir kazanım hem deneyim.
Seçim kabinesi, eskilerin deyimi ile ağyarını mani efradını cami olarak kurulmuş ve 1 Kasım seçimlerine kadar, yararlı hizmetler edeceğine dair kamuoyunun kanaati tamdır. Hayırlı olsun.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
“Babamdan işittiğim bir nasihatın hayatımdaki tesiri çok büyüktür: “Oğlum Kur’an-ı Kerim’i sanki senin üzerine inmiş gibi oku.”
Pakista’nın Büyük Şairi Muhammed İkbal’in Oğlu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.