Dikkatinizin dağılmasına yol açan dış ve iç etkenleri kontrol altına alınız. Böylece konsantrasyonunuzu yükseltin. Işık azlığı ya da fazlalığı, gürültü ergonomik olmayan bir koltuk gibi dış uyarıcılar dikkati dağıtır ve konsantrasyonunuzu zayıflatır. Ancak, çevrenizi fiziksel uyarıcılardan arındırarak okumaya uygun hâle getirebilirsiniz. Örneğin rahat bir oturma biçimi seçebilir, kitabınızı uygun şekilde tutabilir, okuduğunuzu rahatça görebileceğiniz yeterlikte ışık ayarlaması yapabilirsiniz. Ancak kendinizi iyi hissetmemek, sık sık hayal kurmak gibi iç uyarıcılarla her zaman başa çıkmakta zorlanırsınız.

Her iki tip uyarıcılarla başa çıkmanın tek yolu, okumaya kararlı olmaktır. Bunun için okurken kendinize bir amaç saptayın. Amacınızı saptayabilmek içinde “Neden bu metni okuyorum?” sorusunu kendinize sorun. Birini beklerken vakit geçirmek için mi, zevk için mi, önemli bir bilgi edinmek için mi okuyorsunuz? Buna karar verin. Bu konuda karar vermek hem amacınızı ortaya koyar, hem de dikkatinizi okuduğunuz şeye verebilmenizi kolaylaştırır.

Ancak her zaman gürültüsüz bir ortam olmayabilir. Zihniniz bunları süzmeyi yani filtre etmeyi öğrenmeli, ancak o takdirde gürültülü ortamda bile okuma ve çalışmanız mümkün olabilir. Çocukları bu konuda örnek alın. Çocuklar genelde seyrek olarak uzun süre bir şeye konsantre olurlar. Fakat bunu yaptıklarında tamamen ellerindeki işe dalarlar. Siz de önce kısa aralarla örneğin 15 dakika okuyun, ilginizi toplayınız, dikkatiniz dağıldığında bırakın. Fakat okumayı bıraktığınızda zihninizdekileri kâğıda özetleyin. Her defasında okumaya ayırdığınız süreyi arttırmaya çalışın. Hızlı okumayı keşfettiğinizde içsel dikkat dağıtıcılardan kaçınmanın en güçlü yol olduğunu göreceksiniz.

Konsantrasyonu arttırmanın bir diğer yolu, size en uygun zamanlarda çalışmaktır. Bazı insanlar sabah, bazıları gece daha iyi performans gösterirler. Siz de önemli okumalarınız için kendinize uygun bir zaman seçin.

Bahsetmemiz gereken diğer bir konu ise SLEEP MANGEMANT yani uyku yönetimidir. Her şeyin bir yeri ve zamanı vardır. Beyin bu zamanı bilmelidir. Bu yüzdendir ki Örn: Ahmet 7 saat çalışıp başarısız olurken Mehmet 1 saat ders çalışıp başarılı olmuştur. Yani ZAMAN YÖNETİMİ ni etkili kullanmıştır.

Uykunun insan için üç temel faydası vardır. Bunlar; fizyolojik dinlenme, psikolojik rahatlama ve öğrenmedir. Yapılan araştırmalar; gün boyu öğrendiğimiz bilgilerin uzun süreli belleğe uyku evresinde geçtiği yönünde sonuçlar vermektedir. Kaliteli ve huzurlu uyuyan kişilerin daha iyi öğrendiği bilinmektedir. Yine yapılan araştırmalar şunu göstermektedir. Verimlilik ve performans açısından 4 ila 7 saat arasındaki uyku ideal olarak tanımlanmaktadır. Uyuma süremizi 7 saatten 4 saate doğru ne kadar çok çekebilirsek, uzun uyuyanlara nazaran daha aktif ve etkin bir öğrenme düzeyine sahip olacağımız anlaşılıyor. Ayrıca az uyumaya kendini alıştırmış insanların daha uzun yaşadıkları belirtiliyor. Gün içindeki aktivitelerinizden daha verimli olarak yararlanmak ve öğrenme veriminizi yükseltmek istiyorsanız uyku kalitenize özen göstermelisiniz.

Biyolojik saat uyku yönetiminde etkili bir faktördür. Biyolojik saatten kast ettiğimiz her gün aynı saatte uyumak ve uyanmaktır. Bu durum kişiye göre değişen bir faktördür.