Kitapların Aynasında
İnsan okuma yaptığında, biz yazı okuduğunda aynı zamanda kendisini de okur. Ve tüm okumalarında kendisini bulmak ister. Konunun okuyucuda uyandırdığını intibalar, fikir tedaileri, ıttılalar kendi dünyasına göredir. Bunun içindir ki okuyucu yazılanda kendi tecrübelerini görür, yaşanmışlığını anımsar, hayallerini canlandırır.
Bir fikri anlatmaya çalışan eserde de bu durumu görürüz. Yani okuyucular daha çok kendi görüşleri doğrultusunda, kendine yakın bulduğu yazarlara yönelecektir.
Yazar eserinde mücerret mefhumları açıklarken çeşitli tasvirler kullanır. Ama eserini sunduğu okuyucu kendi düşünce ikliminde mana yükler.
Fakat burada mühim bir sorunla karşılaşmak mümkündür. Sadece kendi dünyasının kapısından girme gayretinde olanlar; hep aynı pencereden bakacaklar, aynı kanaate sahip olacaklardır.
Seyrine dalındığında hep aynı hissi uyandıran manzara gibi çeşitlenmeyen ve zamanla saplantı halini alarak dalgınlaştıran bir durum vuku bulacaktır.
Tabi nihayetinde telkin edilmek istenilen düşünce doğruluğu sorgulanmadan kabul edilecektir.
Burada gaye fikri direkt alıp sindirmeden, elemeden yerleştirmek olmamalıdır.
Vaziyet böyle olunca günümüzde yaşadığımız ve sancısını çektiğimiz, her yıl birbirini takip eden takvim yaprağında olduğu gibi kopyalar türeyecek ve tekrar halini alacaktır.
Neticede neşriyatlar içerisinde daha önce söylenilenleri barındıracaktır.
Bir fikir insan içinde mukavemete uğramazsa, okuyan okuduğundan hiçbir çıkarımda bulunmazsa ve sonucunda yeni fikirler söylenemezse yapılan onca okumalar akim kalır.
Yazımı kaleme almamda etkili olan Peyami Safa da bu hususla ilgili; uyanık zekâ, okurken her an şüphe içindedir. Bu şüphe at sineği gibidir; savarsınız, yine gelir. Bizi rahatsız etmesine mukabil, sinirlendirici olsa bile dalgınlıktan uyandırıcı etkisi vardır der. Dolayısıyla mütalaalar, tenkitler yapılmalı, okuyucuya sunulanın yanlış da olabileceği şuuruyla her zaman daha doğrusunu düşünmek gayretinde olunmalıdır.
Aynı kitabı birden fazla okumak daha faydalıdır. İlkinde görünmeyen, yorumlanamayan mevzu diğer okumalarda daha anlaşılır olabilir.
Yapılan tenkitler yeni ve faydalı fikirler türemesine vesile olabilir.
Ezelin, ebedin şifresi; menfinin, müspetin şifresi bizdedir.
Ahdimiz yeni şeyler söyleyebilmek olmalıdır.