Ülkemizde git gide anlam bulan iki kenti, ülkeyi, ili, vilayetleri, bölgeleri kapsayan “Kardeş Şehir” uygulamasından bahsedeceğim bugün sizlere.

Yaptığım araştırmalara göre; tarihte ilk kez şehir eşleştirme çalışması 816 yılında Pedeborn(Almanya) ve Le Mans(Fransa) arasında yapılmıştır. Kaydedilmiş ilk çağdaş kardeş şehir antlaşması Birleşik Krallık’ın Keighley şehri ile Fransa’nın Poiz-du Nord şehirleri arasında 1920 yılında imzalanmıştır. Modern konsept olarak kardeş şehir ilişkileri 2. Dünya Savaşı sonrasında anlam bularak 1947 yılında ortaya çıkmıştır. Sonrasında süreklilik kazanarak yaygınlaştırılarak günümüze kadar ulaşmıştır.

Barış, uzlaşma, kültürel ve ticari bağların teşvik edilmesi amacıyla, farklı kültürleri tanımak, ülkeler arasında olan eski düşmanlıkları sonlandırma noktasında açık bir kapı olarak görülen bu uygulama ile dostluğun geliştirilmesi, hem turizm noktasında hem de ticaret noktasında ivme kazanmak hedeflenmiştir. Ülkeler arasında uluslararası boyutlara ulaşan bu uygulama stratejik açıdan önemli görülen yasal ve sosyal anlaşma niteliğindedir.

“Asrın Felaketi” doğrultusunda bir kez daha anlam kazanan ve ülkemizde yaygınlaştırılan kardeş şehir uygulamasına günümüzün penceresinden baktığım zaman Türkiye Belediyeler Birliği, Türk belediyelerinin işlevsellik kazanması ve diğer belde ve belediyelerle kardeş şehir ilişkisi kurması için büyük bir gayret içerisindedir. Bu kapsamda yaptığı çalışmalar ile dostluk ilişkilerinin pekiştirilmesine katkı sağlanacak, ticari, sosyal ve kültürel alanlarda gelişmeler yaşanacaktır.

Yapılan çalışmalar doğrultusunda incelendiğinde bu uygulama sadece dostlukları pekiştirmek amacıyla hayata geçirilmemiştir. Belediyeler farklı bir belde ve belediye ile yürütmelikte yer alan maddeleri tamamlayarak kardeş şehir olduklarını ilan ettikten sonra karşılıklı fikir alışverişinde bulunarak yerleşim yerlerinin gelişmesinden ekonomik kalkınmaya, şehir içerisindeki ulaşımdan sosyal hizmetlere kadar her alanda birlikte hareket edebilirler. Hizmet üreterek şehrin kalkınmasına destek olabilirler. Bu anlamda da kardeş şehir uygulaması şehirlerdeki belediyelerin hizmet üretmesine destek olduğu, olacağı görülüyor.

Kardeş şehir ilişkileri kapsamında, ikili ilişkiler artarken belediye çalışanları diğer belediye çalışanları ile bir araya gelme imkânı da elde etmiş oluyor. Bu sayede yılların getirdiği deneyim ve bilgiler interaktif bir şekilde anlam kazanmış oluyor ve farkında olmadan kişiler birbirilerinin yaşamlarına dokunmuş oluyor. İşte bu ilişkiler doğrultusunda; personelin gelişmesinden, iş hayatında yaşanan sorunların çözümüne, birlik ve beraberlik duygusuyla hareket edebilmenin nitelikli iş gücünü artırmasına, siyasi yapı olan belediyelerin daha fazla aktif olarak isim yapmasına kadar birçok şeye cevap vermek mümkün oluyor.

Sonuç olarak bu uygulama ile; karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmak ve sorunları çözmek daha kolay olacak. İl, ilçe ve vilayetlerin kalkınması noktasında birçok yenilikçi adım atılacak. Belediyeler karşılıklı olarak hem yönetimlerini hem hizmetlerini değerlendirebilecek ve bu sayede de eksiklikler geliştirilebilecek. Ülkemizi tehdit eden iklim değişikliği ve doğa olayları hakkında farklı bakış açıları, tecrübeler ortaya atılacak ve bunlardan faydalanmak çok daha kolay olacak. Uzun vadeli, sürdürülebilir ve kalkınmaya teşvik ederek ortak amaca hizmet eden proje üretmeye katkı sağlanacak.

Tüm bunlar dikkate alındığında; şu an birçok ilimizde yaşanan deprem felaketinden sonra daha çok ismini duyduğumuz “Kardeş Şehir” uygulamasının hem ekonomik, hem kültürel, hem siyasi hem de sosyal anlamda ülkemize birçok katkı sağlayacağını düşünüyorum. Dostluk ilişkilerinin gelişmesinin yanında sorunların çözümünde daha aktif bir ülkenin var olacağına inanıyorum. Her belediyenin kardeş şehir uygulamasında yer almasını destekliyorum.

Bir sonraki yazımda görüşünceye kadar esen kalın…