Yusuf Sağlam

Yusuf Sağlam

Çocukların da Peygamberiydi

Çocukların da Peygamberiydi

Peygamberimiz, inanan büyük, küçük herkes için güzel bir örnektir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Andolsun ki, Rasûlüllah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 33/21). Madem ki Allah Rasûlü bizim için örnek onun baba, büyükbaba veya bir büyük olarak çocuklarla iletişimi nasıldı?

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Allah Rasûlü, büyüklere olduğu gibi küçükleri de eğitmek için bütün fırsatları kullanırdı. O, anne babaların çocuklarının eğitimi konusunda dikkatli olmalarını ısrarla istemiştir:
“Çocuklarınıza güzel davranıp iyilik ve ikramda bulunuz. Onları en güzel şekilde terbiye ediniz.” (İbn Mace, Edeb, 3). Başka bir rivayette de kişinin çocuğunu eğitmesi sadaka vermesinden daha hayırlı olduğunu bildirmektedir:
“Bir kimsenin çocuğunu terbiye etmesi, sadaka vermesinden daha hayırlıdır.” (Tirmizi, Bir ve Sıla, 33).
Allah Rasûlü çocukların eğitimine önem verir ve adeta onları eğitmek için en küçük fırsatları dâhi kollardı.  Bu fırsatlardan birinde Enes b. Mâlik’e şöyle tavsiyede bulunmaktadır:
“Yavrucuğum, hiçbir kimseye karşı kalbinde bir hile ve kin beslemek olmaksızın sabahlamaya ve akşamlamaya gücün yeterse bunu mutlaka yap! Yavrucuğum,  işte benim sünnetim budur kim benim sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur kim de beni severse Cennet’te benimle birlikte olur.” (Tirmizî, İlim, 16)

Sahabeden Ömer b. Ebû Seleme’nin bildirdiğine göre kendisini Allah Rasûlü yemeğe çağırmış ve şöyle demiştir:
“Ya Ömer! Oğulcağız! Buyur otur. Besmele çek, sağ elinle ve önünden ye.” (Buhârî, Et’ıme, 3; Müslim, Eşribe, 107-109).

ÇOCUKLARIN SEVİYELERİNE GÖRE KONUŞUR VE ONLARA SEVGİSİNİ GÖSTERİRDİ
Eğitimde muhatabın akıl ve bilgi seviyesini dikkate almak önemlidir. Çocuklarla konuşurken onların anlayabileceği kelime ve cümleler seçilmesi muhatabın anlaması bakımından önemlidir. Allah Rasûlü şöyle buyurmuştur:
“Biz (peygamberler), insanların aklî seviyelerine göre konuşmakla emredildik.” (Ali el-Muttakî, Kenzu’l-Ummâl,  Müeessesetü’r-Risâle, 1401/1981, X, 242, hadis no: 29282).

Allah’ın Elçisi bazen çocukların yanaklarını okşayarak onlara olan sevgisini gösterirdi. Onun bir dokunuşu, çocuklar için iftihar vesilesi olup unutulmayacak bir kıymete sahipti. Hatta sonraki yıllarda, bu türden hatıralarını başkalarıyla paylaşırlardı. Abdullah b. Sa’lebe (Buhârî, Meğâzî, 54) ve Cabir b. Semüre bu şanslı çocuklardandı. Cabir başından geçen o mutlu hatırayı şöyle anlatmıştı:
“Rasûlüllah ile birlikte ilk namazı (öğle namazını) kıldım. Sonra o, ailesinin yanına gitmek üzere çıktı, onunla birlikte ben de çıktım. Yolda onu çocuklar karşıladılar. Onların her birinin yanaklarını teker teker okşamaya başladı. Benim de yanağımı okşadı. Elinde öyle bir serinlik ve hoş bir koku hissettim ki sanki elini attarın (koku satanın) sepetinden çıkarmıştı.” (Müslim, Fedâil, 80).

Allah Rasûlü çocukların gösterişli elbiseler giymesinden hoşlanırdı. Halid b. Said kızı Ümmü Halid şöyle bir olay anlatmaktadır:
“Ben Habeş toprağından küçük bir kız çocuğu iken geldim. Allah Rasûlü bana yünden siyah bir elbise giydirdi. Bu elbisenin üzerinde süslemeler vardı. Allah Rasûlü eliyle o süslemelere dokunmaya ve “Senah, senah” demeye başladı. Senah Habeşçede güzel demekti.” (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 36).

Başka bir rivayette de aynı kız babasıyla birlikte üzerinde sarı, yeni bir elbise olduğu halde Allah Rasûlü’nün yanına gelince ona şöyle diyerek onu onurlandırmış ve sevincine ortak olmuştur: “Güzel, güzel, gömleğini güle güle giy.” (Buhâri, Cihâd, 188, Edeb, 17)

ÇOCUKLARIN OYUN OYNAMASINI İSTERDİ
Allah Rasûlü, kardeşlerin kendi aralarında oyun oynamalarını önemser ve bunu özendirirdi. Bu durum, çocukların sosyalleşmeleri bakımından önemliydi. Bir gün torunları Hasan ve Hüseyin’in güreş yapmalarını ister. Güreş yaparlarken de onları cesaretlendirici destek de verirdi.

Fakat bir gün iki gözbebeği torunları güreş yaparlarken yaşça küçük olan Hüseyin’i desteklemesi gerekirken abisi Hasan’ı destekliyor ve “Haydi Hasan! Seni göreyim Hasan! Ha gayret Hasan!” diyordu. Bu olağandışı durumu fark eden torunlarının annesi kızı Hz. Fatıma bunun sebebini yani niye Hüseyin’i desteklemediğini sorunca Efendimiz şöyle cevap vermektedir: “Cebrail de Hüseyin’i destekliyor!” buyurur. (İbn Hacer, el-İsâbe, Dâru’l-Kütübi’l-Ilmiyye, Beyrut, 1415, II, 68)

ÇOCUKLARLA NAMAZ KILAR VE ONLARA KARŞI ALÇAKGÖNÜLLÜYDÜ
Allah Rasûlü, kim davet ederse etsin zengin fakir ayrımı yapmadan şayet müsaitse davete icabet ederdi. Enes b. Mâlik’in rivayet ettiğine göre Enes’in anneannesi Müleyke, kendi yaptığı bir yemeğe Râsûlüllah’ı davet etti. Allah Rasûlü de hazırlanan yemekten yedi ve sonra ev halkına;
“Haydi kalkın da size namaz kıldırayım!” dedi. Enes’in ifadesine göre,
“Bunun üzerine ben, kalkarak çok kullanılmaktan kararmış bir hasırımızı getirmeğe gittim ve onun üzerine biraz su serptim. Daha sonra Rasûlüllah onun üzerine namaza durdu. Yetim ile ben de arkasına safa durduk. Anneannem de arkamıza durdu. (Böylece) Rasûlüllah bize iki rekat namaz kıldırdı. Sonra izin isteyip evine gitti.” (Buhârî, Salât, 20, Ezân, 171; Müslim, Mesâcid, 266).

Yine Enes b. Malik’in bildirdiğine göre:
“Medine’de köle bir kız çocuğu vardı. Bu kız çocuğu Allah Rasûlü’nün elinden tutardı da kendi istediği yere götürür o da itiraz etmeden onun istediği yere giderdi.” (Buhârî, Edeb, 61).

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR