Şule Erciyas

Şule Erciyas

İslam’ın Aydınlık Yolu Hidayet

İslam’ın Aydınlık Yolu Hidayet

Hidayet lütuf ederek yol göstermek doğruyu hakikati göstermek apaçık bildiri anlamlarına gelir. Şaşkınlık ve haktan sapmak anlamındaki delaletin zıttıdır. Nitekim hidayet sözünün en doğrusu Allah'ın kitabıdır ve hayat tarzının en güzeli de Hz. Peygamber Efendimizin siretidir. Kur-an’ı Kerim’de farklı biçimlerle 300’ü aşkın yerde tekrarlanan hidayet çoğunlukla Allah'a izafe edilmektedir.

Allah'ın sıfatlarından biri olan El-Hadi ise kullarına basiret veren ve gerek zatını tanımaları gerekse dünyaya varlıklarını sürdürebilmeleri için kendine yol gösteren manasına gelir. Hidayet yaratıp düzene koyan taktir edip yol gösteren yüce rabbinin adını tesbih ve tasdik et ayetlerinde bu anlamı kullanılmıştır. Şu ayetler bu ilişkiyi ifade etmeye kafidir; Bu kendisinde şüphe olmayan kitaptır Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir, ey insanlar işte size rabbinizden bir öğüt kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan Kur-an geldi o Allah dinini bütün dinlere üstün kılmak için hidayetle ve hak dinle gönderendir” Tövbe 33, Fetih 28 ayet.

Kur-an’ın hidayetin bizzat kendisi veya kaynağı olduğu çeşitli hadislerde ifade edilmiştir. Yukarıda ifade edilen hidayet çeşitlerinin hepsi birbirleri ile ilintilidir, birinin gerçekleşmesi öncekinin gerçekleşmesine bağlıdır. Şöyle ki akıl melekesi ile donatılmış her insan Allah'ın varlığını idrak etme yeteneğine sahiptir. Böylece birinci derecedeki hidayetten nasibini almış demektir. Nihayet nihai olarak kulun vicdanı ile baş başa kaldığında verdiği bir karardır ancak Allah'ın yardımı olmadan hidayeti bulmak imkansızdır. Kur-an da Hz. Muhammed’in Peygamber olmadan önce yolunu şaşırdığı bir anlamda ne yapacağını şaşırdığı ancak rabbi sayesinde hidayeti doğru yolu bulduğu ifade edilmektedir.

Dolayısıyla hidayet Allah'ın kullarına bir lütfudur. Efendimizin sevgili torunu Hz. Hasan da vitir kunutlarında okuması için Allah'ın resulünden şu duayı öğrenmiştir. “Allah'ım hidayete erdirdiklerinle beraber beni hidayete erdir sıhhat ve afiyet verdiklerinle beraber bana da afiyet ver himaye ettiğin kimseler gibi beni de himaye et bana verdiğin nimetleri bereketlendir, verdiğin hükmün şerrinden beni koru hükmü sen verirsin senin üstüne hüküm verecek kimse yoktur. Senin dost olduğun kimse asla zelil olmaz eksiklikler sana yakışmaz. Ey rabbimiz yücesin ve kutlusun.” Ali İmran suresi 8. ayet.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR