"Biz bir tane değişmez kanun tanıyoruz oda ; Hak gelince batıl zail olur. İlim eşittir gerçek oda eşittir İslam’dır. Sen hakiki ilmi aradınsa gerçekle karşılaşırsın, gerçek ise İslam’ın ta kendisidir." İşte Erbakan hoca, ilmin asıl kimliğinin ne olduğunu ve nasıl ulaşılacağını bize böyle hatırlatıyordu. Özgür Özel haddi olmayan açıklamalar yaparak Kur’an kurslarına ve medreselere karşı cephe almıştır. İçinde bulunduğu ahval ve laflarının perde arkasında kendi cemiyetinden aldığı destekle bu açıklamaları yapması tabii ki bizi şaşırtmadı ancak; büyük kin duyduğu bahsi geçen kurumlar bizim fikir babalarımızın, üstatlarımızın, lider kabul ettiğimiz büyük şahsiyetlerin hocalarının yetiştiği yerlerdir. Erbakan Hoca'nın şeyhi Zahid Kotku Hz., Sultan Fatih'in hocası Akşemseddin'ler ve daha niceleri bu yerlerde yetişip insanlık için büyük şahsiyetler yetiştirmişlerdir. Çok cüzi araştırmalarla ilimin patent sahiplerinin Müslümanlar olduğunu bulabilirsiniz. Ali kuşçu Sahn-ı seman medresesinde eğitim görüp; astronomi, matematik ve dil bilimi alanlarında önde gelen isimlerden olmuştur. Battani, kendi kurduğu gözlemevi ile yıldızların hareketlerini incelemiş ve mevsimlerin süresini hesaplamıştır. El-Cezeri, sibernetiğin (güdümbilimi) yani canlı cansız tüm maddelerin incelenmesini ve yönetimini kapsayan dalın kurucusudur. O da medresede gördüğü eğitim ile fizik ve mekanik alanlarında çalışmalar yapmıştır, bilinene göre ilk robotu icat eden odur. 

Görüldüğü üzere birçok ilmi insanlığa kazandıran Müslümanlardır ve büyük bir çoğunluğu medrese eğitiminden geçmiştir. Onların küçümserken ve hasetle anarken kendilerinden ödün vermediği o mektepler bizim için kırmızı çizgilerdir. Manevi eğitimi almayan biri sadece maddeci eğitimlerle en fazla batıcı olur.

Bütün bu ilimlerin sahibi Cenab-ı Hak'tır. Şimdi diyorsunuz ki ben Allah kelamının zikredildiği yerde bilim öğrenileceğini düşünmüyorum. Alın işte size basit birkaç örnekle medreselerden ne bilim adamları çıkmış kanıtlıyorum. Başta Erbakan hocanın bize hatırlattığı gibi nereden öğrenirseniz öğrenin kimden eğitimi alırsanız alın gerçek bilginin kaynağına inerseniz İslam'ı bulursunuz.

Madem kendileri eğitime bu kadar önem veriyor ve masaya taşıyor, o zaman ilk haykırılması gereken mevzu eğitim eşitliği olmalıdır. İlkokuldan koleje giden bir çocukla, daha ısınma problemini bile çözememiş bir köy okulu öğrencisinin sosyal hayatta adil bir yer edinme yarışı içinde olduğunu kim iddia edebilir. Lisede yine özel okula yazdırılan bir çocukla, kendi ilçesinde duvarları çürümüş çatısı damlatan lisede okuyan bir çocuğun üniversitelerdeki yerleri veya geleceğe dair kariyer planları aynı mıdır? Her zaman asıl problemler yerine gündeme gelme çabalarıyla edilmiş gafilce sözler daha çok konuşulur. Sizin ufkunuz, Müslümanlardan öğrendiği ilmi geliştirip kullanan ve daha fazlası olmayan batı kültüründen öteye geçemez. Sözlerimi Muhsin başkanın, daha önce emsal bir mevzuya binaen yani İslam’ın orta çağ döneminden kalma olduğunu ve devre uygun olmadığını savunanlara verdiği cevap ile bitirmek istiyorum; 

"Sömürge ve köle düzenine son veren, kız çocuklarını diri diri gömülmekten kurtaran, kadına gerçek değerini kazandıran, işçiye teri kurumadan emek hakkının verilmesini emreden İslam mı çağın gerisindedir? İslam'ı çağ dışı gösterme çabalarına baktığımızda; bugün ki sistemlerin, bugün ki anlayışların ve kavrayışların halen İslam’ın 1400 yıl önce getirmiş olduğu çağa, insanlığı ulaştıramadığını görmekteyiz."