Modern insanın en önemli sorunlarından biri, şu veya bu şekilde işyerine getirdiği yönetim kadrosunu kontrol etmek, görev ve yetkilerini kötüye kullanmalarını önlemektir. Basitçe ifade etmek gerekirse, bu ihtiyaç günümüzde giderek daha önemli hale gelmektedir. Son iki yüzyılda yaşanan gelişmeler insanları ekonomik çıkarlar için mücadele etmeye zorlamıştır.

Sosyal ve kültürel bağlar gevşemiş ve zayıflamış, bu da toplumda izolasyonun artmasına ve bireyler, aileler, sınıflar ve toplumlar arasında tam bir egoizme yol açmıştır. Ne yazık ki, günümüzün güç mücadeleleri açıkça bu huzursuz atmosferde gerçekleşmektedir. Çıkar grupları devletin kontrolünü ele geçirerek ve çeşitli siyasi partiler kurarak iktidarı ele geçirmeye çalışmaktadır. Ayrıca bu güç mücadelesini bir sınıf ya da klan mücadelesine dönüştürmeye çalışıyorlar. Bu sınıf ve kast savaşçıları, programlarını bir anayasa ve kadrolarını kurtarıcı olarak sunarak iktidarı ele geçirme umuduyla ellerinden geleni yapacaklardır.

Bunu, doğru ya da yanlış, ilerleyen süreçte göreceğiz. Ancak kim ne derse desin, bu izlenecek iyi bir yol değil. Materyalist, pragmatist, hedonist, egoist ve nihilist bir kadro insanlığı mutlu edemez. Kalpteki ve vicdandaki Tanrı inancını söküp yerine kendi putlarını koymaya çalışan kadrolar; başka ülkelerdeki insan mitinin yıkılması için haykıran ve insana hayvan statüsü biçen kadrolar; ulusal ve kutsal dayanışma bağlarını çözüp ekonomik kazanç için mücadele eden örgütlenme ilkelerini benimseyen kadrolar, insanlığa sadece kan, gözyaşı ve acı verecektir insanlığa sadece kan, gözyaşı ve acı getirecektir. Nitekim buna şahit oluyoruz. Ancak bu gidişatın durdurulması gerekiyor. İnsanlar hakikate olan inancın ateşini yeniden hissetmelidir. Genç nesil ateizme, materyalizme, pragmatizme, hedonizme, egoizme ve nihilizme yenik düşmemelidir. Bunu önlemek bizim elimizdedir.