Günümüzde insanlar sürekli ‘bu sene de hiç yağış olmadı’ ve ‘gece çok soğuk gündüz çok sıcak’ gibi söylemlerde bulunuyor. Çünkü tüm insanlar farkında ki dünya iklimi hiç de iyiye gitmiyor. Ülkemizde de durum vahim. Ocak ayına geldik fakat Ankara’ya henüz doğru düzgün kar bile yağmadı. Hatta yağmur bile yağmadı. Barajlarımızın durumları da ortada. İklim sadece ülkemiz için değil tüm dünyada büyük bir problem içinde. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan dondurucu kar fırtınasını duymayan kalmamıştır. Sadece ABD’de değil dünyanın dört bir tarafında seller, kuraklıklar ve orman yangınlar yaşanıyor. Tüm bu durumların nedeni karşı karşıya kaldığımız küresel iklim krizi.

İklim krizi Oxford sözlüğüne göre, “İklim değişikliğinin sebep olacağı geri döndürülemez hasarı durdurmak veya azaltmak için acil olarak harekete geçilmesi gereken durum” olarak tanımlanıyor. Durumun aciliyetini vurgulayan bu tanıma bakarak, eğer harekete geçmezsek ortada bir iklim kalmayabilir.

11 binden fazla bilim insanının katkıda bulunduğu 2019 tarihli bir bildiriye göre son 40 yılda bütün hava olaylarında kötüye gidiş var. Özellikle fosil yakıt kullanımından dolayı milyarlarca ton karbonmonoksit atmosferimize salınıyor. Geçtiğimiz yıllar dünyanın en sıcak yılları olarak tarihe geçti. İklime bağlı erozyonlar sonucunda gıdanın yaklaşık yüzde 30’u kayboluyor. Hatta durum o kadar vahim ki yaşadığımız afetlerin yüzde 90’ının doğal olmadığı, iklim ve havaya bağlantılı olarak yaşanıyor.

İnsanlardan kaynaklı olan bu iklim krizi sonucunda yağış miktarı az olan bölgelerde ciddi boyutta kuraklık yaşanabilirken, bazı yerlerde ise yine yağış sonucu yıkıcı seller görülebilir. Tüm bu olaylarla birlikte biyolojik çeşitlilik yok olacağı için de tüm besin zincirimiz etkilenebilir.

Peki, iklim krizine karşı ne yapabiliriz? Öncelikle söylemek gerekir ki yaşayan tüm bireyler iklim krizine karşı basit önlemler alabilir. En basit örnek daha az petrol, kömür ve elektrik tüketmek olabilir. Petrol tüketimini sadece araçlarımızda kullandığımız yakıt olarak düşünmemek gerekiyor. Aldığımız ürünlerin plastik olmamasına dikkat ederek de petrol tüketimini azaltabiliriz. Evlerimizde ısı yalıtımı yaparak iklim krizini tetikleyen doğal gaz ve elektrik tüketimini azaltabiliriz. Kısaca fosil yakıt kullanımını azaltıp, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına geçebiliriz.

Sadece yakıt veya enerji kaynakları ile değil günlük hayatımızda yapacağımız basit değişiklerle de iklim krizine karşı koyabiliriz. Atıksız bir yaşam sürmek ve geri dönüşüme daha fazla önem vermek, organik ürünlere yönelmek, su tasarrufu yapmak, toplu taşımayı daha fazla kullanmak da iklim krizine karşı koymaktır. Ayrıca iklim krizine karşı koymak aynı zamanda gelecek nesillere ve geleceğe iyilik yapmaktır. Eğer geleceğimize iyi bakmak istiyorsak ardımızda bırakacağımız dünyaya da iyi bakmalıyız.