Sokağa çıkmama, tecritte 65 yaş üstünün evde kalması, okulların kapanması, üniversitelerin kapanması gibi yapılması gerekenlerin zamanında gerçekleşmesi önceden yapılan hazırlıklar, örneğin şehir hastaneleri gibi faaliyetlerimiz sayesinde ülkemiz en az zayiatla atlatırken dünyaya örnek olduk. Ekonominin dinamik ve zamanında ihtiyaca cevap veren yapısı Türkiye’nin ve onun taşıdığı değerleri bir anda dünyanın dikkatini çekmiştir. Kiliselerde ezanlar dualar, Avrupada ezanın dışa açık okunması Cuma namazında arkadan katılmaları, Endülüsteki manzaralar vs. doğru yolda olduğumuzu göstermektedir. Çare için bütün işaretler Türkiye’yi gösteriyor. 

Sıkıntılı günlerden sonra normale döndüğümüzde yeniliklerin başarıların devamı için ekonominin aynı paralellikle gitmesi lazım. Bir tarafta devletin büyük  gayretine vatandaşın da yapacağı katkılardan bir kısmını yapabiliriz.

SATACAĞIN ve TÜKETECEĞİN KADAR AL

1-) Satacağın kadar al:
Esnafımız satacağı kadar alırsa piyasalarda stok olmaz. Olduğu halde suni piyasa darlığı olmaz.
Örneğin ; market günlük 50 kasa ekmek satıyorsa 80 kasa ekmek alıyor. 30 kasa ekmek iade oluyor. Market haftalık 100 kg makarna satıyorsa 500kg makarna alıyor. Piyasada panik durumlarında yeterinden fazla makarna olduğu halde tüketicinin olumsuz fazla alımı, endişeleri. İhtiyaç talebi dışında yüksek miktarda sunni talep oluşmaktadır. Stokçuları vurguncuları fiyat artışıyla hak etmediği vurgun vurmasına sebep oluyor. Bu panik diğer ihtiyaç maddelerine de tesir ediyor. Bu da ayağa kalkan ekonomide sunni bir krize sebep oluyor. Bütün ürünlerde bu uygulama olabilir. Satacağın kadar alıp satmak virüs krizinden sonra vatan ve insan sevgisini gösterir. İnancımızda da haksız kazanma olmadığından toplumun değerlerini de bozmamış, yoksul insanları ekstra bir zulme sebep olmamış oluyor.

2-) Tüketeceğin kadar al:
Bir tüketici haftada yarım kilo çay tüketiyorsa virüs sonrası sanal dünyanın bir kısmın yaptığı panikle 20kg çay alırsan, haftada bir paket yarım kg makarna yerine bir katı makarna alırsan, bir günde bir ekmek tüketiyorsa onun yerine fazla 20 ekmek alıyorsan art niyetli piyasayı panikletmek isteyenlere, stokçulara alet olduğun gibi, bize en fazla desteğimize, ihtiyacı olan ekonomomize destek vereceğine, ülkemizin ayağına çelme takmak isteyenlere yardımcı oluyorsun. 

Gelin düşmanı sevindirmeyelim. ‘Satacağın kadar al, tüketeceğin kadar al.’ Piyasa rahatlayacak enerjimizin yanlış yöne gitmesi önlenecektir. Önümüzdeki günlerde buna çok ihtiyacımız olacaktır. Bu milli bir çağrıya dönüştüğünde ekonominin düzenli seyrine ilaveten, sıkıntılı günlerde kapatılan iş yerleri dolayısıyla ekonomik olarak sıkıntıda olan insanlarımıza çare olacaktır. 

Ahilik temelli ahlaklı, insanlara faydalı olan, hayırlı, iyi insan olacağından toplumdaki barışın yaygınlaşmasında örnek olacaktır. Fazlalık zekat, tasadduk, yardımlaşma gibi sevabı bol amellere vesile olacaktır. 
‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ Raftan hayata geçecektir. Bizden yol yordam bekleten insanlığa ulaşmamızdaki en önemli engellerden biri hallolmuş olacaktır. 
Konu doğal, sağlıklı ürünlerle ilgilidir. 

İnsanların hayırlısı insanlığa faydalı olanıdır. ‘Satacağın kadar al, tüketeceğin kadar al.’ Uygulamasında israf azalacaktır. Önümüzdeki günler fedakarlık zamanıdır. Kanaatkar olmak, olmayanı hatırlamamıza sebep olacaktır. Birlik zamanıdır. Sadece Covid-19 virüsüne karşı tedbirli olmamız yetmiyor. Birliğimize, ayağa kalkışımıza, inanç ve değerlerimize, ayrıştıran, öteleyen, dayatmacı aklını kiraya vermiş virüsleşmişlere de dikkatli olmalıyız. 
Virüs dolayısıyla daralan piyasada fırsatçıların önü kapanmış olacaktır. Yardımlaşma, kanaat, şükür millet olarak birlik beraberliğimize vesile olacaktır. Biz bize yeteriz Türkiye’nin hayata geçmesinde destek olacaktır. 
Haydi Türkiyem!