Hz.Musalar Yaşar, Firavunlar Daima Kahrolur
Kur’an-ı Kerim’de Hz. Musa ile Firavun geniş bir yer kaplar. Hz. Musa ve Kardeşi Harun “azgın” ve “daği” olarak tavsif edilen Firavun’a ilahi tebliğle görevlendirilir. Hadise böyle başlar ve Hz. Musa ve maiyetinin sahili selamete kavuşması, Firavun ve şürekâsının Kızıl Deniz’de boğulması ile son bulur. Mısır, Firavun ve Hz Musa tarihi simgelerdir.
Kızıl Deniz’de sulara gömülen son Firavun ibret alınması gereken bir prototiptir. Firavun, tarihin tüm dönemlerinde kibrin, gaddarlığın, zulmün sembolüdür. Şirkin, zulmün ve küfrün sembolü Firavun ve Firavunîlik mirası bu kez yine Mısır’da ve “Sisi” biçiminde hayat sürüyor.
Firavun sembolü sadece Mısırla sınırlı değildir. Öncesinde ve sonrasında yüzlerce Firavun prototipi tarihin tozlu sayfaları arasında yer almaktadır.
Son Firavun ne yazık ki yine Mısır’da zulmü ile hayat sürmektedir. Bu kez adı Sisi değişmez unvanı Firavun. Yahudi ve Büyük şeytan ABD’ye maşalık ederek Firavunca zulmünü artırarak sürdürüyor. Sisi lanetlisi ve mendeburu bir gerçeği unutuyor, tarihte Firavunlar tevhit mücadelesine karşı girdikleri mücadelelerde asla galip gelmemişlerdir, hep yenilmiş ve kendilerini çok kötü bir akıbet karşılamıştır.
Halkın yüzde elli iki oyu ile Cumhur Başkanı seçilen Mursi için adalet, hak ve hukuktan nasipsiz, zulüm pınarından beslenen uyduruk mahkeme ölüm cezası veriyor. Mursi’den öncede yüzlerce ihvan üyesi Müslüman kardeşler teşkilatı üyesini idam eden, pek çok insanı haksız şekilde katleden, kanlarını içen son seffaah (kam emici) Sisi hiç şüphe yok cezasız kalmayacaktır.
Belki bugün Büyük Şeytan ABD ve Siyonist desteği ile ayakta, ama çok yakın gelecekte belki Kızıl Deniz değil ama cehennemde boğulacağı kesindir.
Mısır, bizim tarihi ve manevî bağlarla uzun süre beraberliğimiz olan bir coğrafya parçasıdır. Mısıra gidenler daha ilk adımda mısırda Osmanlının izlerini görürler. Başka bir deyimle Mısır’da Piramidlerden çok Osmanlı izleri bulunmaktadır. Mısırda yaşanan ve Sisi adlı iblis eliyle işlenen cinayetlere duyarsız kalınması mümkün değildir.
Hristiyan dünyası ve Siyonistler idamlara ve katliamlara sessiz ve duyarsız kalabilirler ama Türkiye’nin sessiz kalması asla mümkün değildir. Başta Cumhur Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Sisi ve cinayet ve şenaatlerine gösterdikleri tepkiler yerindedir ve sadece Türk kamuoyunun değil aynı zamanda yeryüzü Müslümanlarına örnek, aynı zamanda tercümen olmaktadırlar.
Bir tarafta halkın yüzde elli iki oyu ile seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve öteki tarafta halkın iradesini hiçe sayarak canavarca tiranlığını sürdüren sisi bulunmaktadır. Zulme ve tiranlığa karşı durmak şuan yer yüzü Müslümanlarına farz hükmündedir. Zulme rıza zulum, küfre rıza küfürdür.
Mursî’ye verilen idam cezası bir zulümdür. Zalime karşı hakkı haykırmak İslâm’ın ayrılmaz niteliğidir.
G Ü N Ü N H İ K M E Tİ
“Yaşasın zalimler için cehennem!”
Said Nursi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.