1 Kasım Pazar günü yapılan seçimler sonunda Sayın Ahmet Davutoğlu başkanlığında 64. yeni hükumet kuruldu. TBMM’de programı okundu.  Yeni hükümetin TBMM’de güvenoyu alacağına kesin gözüyle bakılmaktadır. Kabinenin teşekkül tarzı ve isimleri üzerinde şüphesiz tartışmalar olacaktır. Eleştiri, demokrasinin bir gereğidir.

 Asıl üzerinde durulması, düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken konulardan birisi, hükumetin ne kadar başarılı olacağı sorusunda düğümlenmektedir. Hükümetlerin başarısı sadece kendi içinde dengelere göre değerlendirilmemeli.  Hükümetleri güçlü kılan ve başarıya götüren unsurların başında güçlü muhalefete duyulan ihtiyaçtır. Hükümetlerin bir kanadı kendi güç dengeleri ve faaliyetleri ise öteki kanadı muhalefettir. Güçlü iktidarların güçlü muhalefet ihtiyacı aynı zamanda demokrasinin vaz geçilmezlerinden.

İktidarı eleştirecek, yönlendirecek, hatta sarsacak ve en önemlisi denetim hakkını kullanan bir muhalefet ne yazık siyasi arenada görünmüyor. İktidar karışında seçimden yara alarak çıkan bir muhalefet mozaiği ile karşı karşıyayız. İster anaç, ister orta ister yavru muhalefet olsun, öncelikli görevi iktidara karşı düşünce üreterek denetim görevini yerine getirmeleri gerekirken, ne yazık kendi içlerinde müthiş bir kavga içinde siyaset yapmakta ama farkında değiller.  Muhalefetin parti içi kavgalı ve iç kargaşaları iktidara karşı görev yapmalarına engel mazeret oluşturmaktadır.

Haliyle iktidar “ne yapsam yerinde” diye adım atmakta ve icraatta bulunmaktadır. En özet ifade ile iktidarın bir muhalefet kaygısı bulunmamaktadır. Geçen on üç yılık iktidar süresince güçlü bir muhalefet olmadığı için, seçimler sonunda yüzde elli ile AK Parti yeniden iktidar ipini göğüsledi.

Hatta bir adım daha ileri atarak geçen on üç yıllık sürede güçlü bir muhalefet olsaydı bazı isimler yeni kabinede belki olmayacaktı. Geçen dönemin aile politikaları değerlendirmeğe alınamayacak kadar başarısızdır. Ama hangi muhalefet partisi bu tamiri imkânsız hatayı dile getirdi?

Geçen on üç yıllık dönemin son derece başarıları vardır. Ama başarısızlıkları ve eleştirilmesi gereken alanları da görmemezlikten gelinemez. Hükümetin eksi hanesine kaydedilmesi gereken ne yazık başarısız bir kültür politikası göz ardı edilemez.  Hangi muhalefet partisi kültür politikalarının nasıl olması gerektiğine dair düşünce üretti ve dile getirdi?

Son on üç yılın önde gelen en önemli başarısızlıklarının başında eğitim gelmektedir. AK Parti, en çok bakan değişikliğini eğitimde gerçekleştirdi. Ama kalıcı bir sonuç elde edemedi. Eğitimde kronik sorunların kökten çözümüne ait kalıcı bir adım atılmadı. Eğitimin ayrıntılarına dalarak acilen ihtiyaç duyulan bir zihniyet reformu gerçekleştiremedi. AK Parti teferruatta boğulurken muhalefet aynı tonda gereksiz düşünceler üretti.

Tarım politikalarında bir başarıdan söz edilebilir mi? Tarım politikalarını yakından takip etmiş biri olarak ne yazık tarımda kalıcı bir faaliyetten söz etmek mümkün değil. Tarımda geçen dönem boşa harcanmış bir zaman dilimidir.

Muhalefet, önüne çıkan fırsatları iyi kullanma makamıdır. Son Rus uçağının düşürülmesi bile muhalefet için büyük bir fırsattı. Muhalefet konuyla ilgili takdirlerini ifade yerine,  ya susmayı tercih etti veya Rus dostlarını memnun etmek için beyanda bulundular.  Muhalefet, mili bir mesele olan bu konuda hükümetin yanında olmak yerine düz mantık kurallarını bile alt üst eden düşünceler ileri sürdüler.

Aslında işini bilen muhalefet,  konuyu TBMM zeminine taşıyarak Rus jetini düşüren pilotlarımıza ve onlara “vur” emrini veren komutanların ödüllendirilmesini teklif edebilirlerdi. Ne yazık bu fırsatı boş sözlerle heba ettiler.

Yukarıdaki kısaca temas edilen iktidara ait başarısızlıklar, bir bakıma muhalefetin gündeminde olması gereken konulardır. Çünkü muhalefet iktidarın hatalarını izleyerek iktidar yolunu açan tecessüs kurumudur. Bunu yapmadıkları için muhalefet partileri iktidar adayı bile olamamaktır.

Yeni dönemde hükûmetin en büyük noksanı yine ciddi ve güçlü bir muhalefetten mahrum kalmasıdır. Kısaca hükümet tek kanatlı yoluna devam edecektir. Muhalefet ise dibde köşede kalmış kırıntılarla oyalanarak, önceliği kendi içinde süregelen ve sürmeğe devam edecek iç kavgalarla hayata devam edeceklerdir.

G Ü N Ü N   H İ K M E T İ

“ Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”

Ziya Paşa

(Kişinin aynası yaptığı işlerdir, laflarına bakılmaz; çünkü kişinin aklının seviyesi ancak yaptığı işlerle ortaya çıkar.)