Ferit Atmaca

Ferit Atmaca

Hobi bahçeciliğinde devlete düşen görev

Hobi bahçeciliğinde devlete düşen görev

Korona virüsle mücadele kapsamında şehirlerde dört duvar arasına kapanıp kalınca o eski mekanların, yaşam alanlarının kıymetini daha bir iyi anladık.

Son yılarda hemen her alanda olduğu gibi yaşam alanlarımızda da “eski”ye özlem, imkan varsa “eski”ye dönüş yönünde bir süreç zaten başlamıştı. 

Virüsle birlikte bu süreç tavan yapmış durumda.

Hal böyle olunca İstanbul’da örneğin bahçeli müstakil ev fiyatlarının, kiralarının hayli yükseldiğini görüyoruz. 
Ankara’da da bağ bahçe, tarla satışlarında ciddi bir artış var. 

Zenginimiz çiftlik kuruyor, orta ve düşük gelirlilerimiz imkanları ölçüsünde hobi bahçesi satın almaya çalışıyor.
Virüsün uzak olduğu yaşam alanları oralar çünkü. 

Şehir merkezindeki dairenize oranla çok ama çok daha özgürsünüz ve toprakla, doğa ve doğalla haşir neşir oluyorsunuz. 

Daha önce çok kez yazmıştım, sanki bugünler içime doğmuş, bu hobi bahçeciliğine ilgi günden güne artıyor ve artmaya devam edecek, devletimiz sürece dahil olmalı, diye. 

Özetle önerim hep şu olmuştur: Başta belediyelerimiz alt yapısı, yolu ve elektrik suyuyla daha donanımlı hobi bahçeleri yapabilir, sektörün daha tertipli düzenli olmasını sağlayabilir.

Ailelerden ciddi bir ilgi var hobi bahçelerine sonuçta. 

Mesela Başkent’in dört bir yanında tarlanın durumuna göre tapu veya kooperatif hisseli hobi bahçeleri yapılıyor ve buralar kolayca alıcı buluyor.

Bu süreç kendi haline bırakıldı mı, şehirleşme ile birlikte baş gösteren “gecekondu” benzeri bir sorun doğabilir, haliyle de vatandaşla-devlet karşı karşıya gelebilir(di). 

Nitekim son aylarda hobi bahçelerine olan ilginin tavan yapmasıyla süreç bu yönde hızla ilerliyor.

Ve yer yer “ceza”, “yıkım” gibi kararlar çıkmaya başladı. 

Bu ne kadar doğru tartışılır. 

Devletin, sürece başından itibaren dahil olup, çeki düzen vermesi, yapana-alana yol yordam göstermesi değil midir doğru olan? 

Böyle olsaydı buralar yapanın-alanın kafasına göre oluşup, oturmazdı?

Yıllar sonra “ceza”, “yıkım” gibi kararlarla karşılaşan ilgili vatandaş ne hisseder, hiç düşünülmüyor mu?
Ve bu kararlarda bir standartta yok.

Kimi ilçelerde ki bahçe sahipleri böyle bir kararla karşılaşırken, kimi ilçelerdekiler hiç böyle bir şeyle muhatap olmayabiliyor.

***

Diyeceğim şu ki:

Hobi bahçeciliği artık bir sektör olmuş durumda.

Yıldan yıla artan bir talep sözkonusu, haliyle arz oluşuyor. Talep varsa arzı durdurmak ne mümkün! 
Ama mevzuatında ciddi boşluklar var.

Devletin en başta, talebi görüp mevzuattaki bu boşlukları doldurması, sürece ön ayak olması gerekirdi; bu yapılmadı. 

Ancak çok da geç kalmış sayılmayız. 

Hemen bir yasal düzenlemeye gidilmeli ve nereler hobi bahçelerine dönüştürülebilir, buralardaki bahçelerde ne şekilde evler yapılabilir, buraların yolu, elektriği, suyu nasıl temin edilir bir bir karar altına alınmalı. Bunlara uymayan olursa işte o zaman cezai işlem uygulanmalı.

Hobi bahçelerinde neticede kötü bir hedef yok. Vatandaş yiyeceği meyve ve sebzeyi kendi toprağında kendi eliyle ekip biçmenin, temiz havanın, bol oksijenin, sessizliğin-sakinliğin, sağlığın, huzurun peşinde. 

Devlete düşen de bu hedefin önünü açmak olmalıdır. Öyle değil mi?


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR