Geçen gün ismini vermeyeceğim Cumhurbaşkanın Başdanışmanlarından biriyle sohbet etme imkânı buldum. Kendisi anayasa ve başkanlık çalışmaları konusunda aktif rol alan bir profesör. Ülkemizde en çok tartışılan konulardan biri olan laikliğin yeni anayasada nasıl işleneceğini sordum. Önce bana laikliğin nasıl ortaya çıktığını anlattı, tabi bu konuda fikrim vardı ama alanında uzman bir şahsiyetten dinlemekte ayrıcalıktı. Laikliğin aslında İslam diniyle alakası olmadığını Hristiyanların papazların devlet işlerinden ellerinin çektirilmesi için türediğini biliyordum. Ama olayın içeriğini bilmiyordum, dediğine göre Hristiyanlıkta din adamları öyle bir makama ulaşıyor ki devlet adamlarına emir verir hale geliyor. Bizde bir imamın bir milletvekiline, bir bakana, Başbakana, Cumhurbaşkanına emir verdiğini düşünün aynen öyle. Yani yöneticilerin ipi papazların elinde, ne yana çekerlerse ülke oraya gidiyor. Sonra bu böyle olmayacak din ile devlet işlerini ayıralım, artık papazdan emir almayalım, papazlar din ile uğraşsın biz ülkeyi yönetmekle uğraşalım deniliyor ve laiklik ortaya çıkıyor. Yani laiklik papaz ile devlet adamının bir birinde ayrılması. Hristiyanlar kendilerince devlet ile din işlerinin ayrılması için bir çözüm bulmuş, biz ne yapmışız laikliği alıp yönetim şekline yerleştirmiş ve neredeyse kutsamışız.

HANGİ DİN ÂLİMİ DEVLETE EMİR VERİYOR?

Şimdi herhangi bir olayda laiklik elden gidiyor diye çığırtkanlık yapanlar bizim laiklik diye bir âdetimiz zaten yokmuş. Diyeceksiniz ki; Osmanlı’da da şeyhülislam vardı, doğru vardı. Şeyhülislam Osmanlı’da din adamlarının, din işlerinin, medresenin ve ulemanın (bilim adamlarının) başı kabul edilirdi. Yani devlet yönetiminde işi yoktu sadece Devlet işlerinin Divan’da verilen savaş, barış ve idam kararlarının İslam dinine uygun olup olmadığı noktasında yetkisi vardı. Yani öyle devlet adamına sen şunu yapacaksın, sen bunu yapacaksın şeklinde emirler vermezdi, tavsiye niteliğinde konuşurdu. Zaten günümüzde şeyhülislamda yok, bugün hangi din âlimi devlet adamlarına emir verebilecek konumda?

İSLAMİ EĞİTİM ÖZGÜRLÜKTÜR

Laikliğin benim ülkemin ne kültüründe ne inanışında yeri vardır. Laiklik bu gün Müslümanları dövmek için kullanılan bir sopadır. Hem insanlar istediği gibi dinini yaşayabilir diyeceksin hem de dinini yaşamak isteyen insanlara engel olacaksın, hani nerede özgürlük. Aile çocuğuna 4 yaşında Kur’an, Hadis, Sünnet, Siyer eğitimi verilmesini isteyince örümcek kafalı, bağnaz, yobaz, gerici gibi hakaretleri işitiyor. Peygamberimizin ahlakı üzerine yetişen çocuklara niye itiraz ediyorsunuz, bu bir özgürlük değil mi. Ama birileri 4 yaşındaki bale, piyano, keman eğitimi verince modern olarak atfediliyor. Tamam, zaten bizim bu eğitimlere itirazımız yok, aileler çocuklarına ne eğitim verileceğini seçebilmeli, saygı duyuyoruz. Ama sende benim çocuğumun İslam üzerine yetişmesine saygı duyacaksın, saygı duymazsan saygı duyulmayacak duruma düşersin. Laiklik bir din değildir, laiklik kutsal değildir, onun için insanlar dinini yaşamak istediklerinde laiklik elden gidiyor şeklinde bağırmayın, laiklik Hıristiyanlığın emridir. Laik olduğunu sananlar, ya da laikçilik yapanlar aslında Hıristiyan şeriatına uyduklarının farkında değillerdir. Ben İslam’ın şeriatına uymayı tercih edenlerdenim, siz varın artık kendi karar verin.