Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Alçaklar ve hainler pusuda bekliyor. Aslında en zor olanı da pusuda bekleyen bu çakallarla uğraşmaktır. Ancak ülke ve millet olarak ne yılmaya ne de yıkılmaya niyetimiz var herkes bunu bilsin.

  İstanbul ve Kayseri'deki alçak saldırılar bir yana Rus Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un suikasta uğraması elbette bizi derinden üzdü. "Elçiye zeval olmaz" atasözünden bile bir anlam çıkaramayan ve ülkenin kaosa sürüklenmesi için ellerinden gelen her şeyi yapan hainlerin bu kez ki planları şükür olsun tutmadı.

  İç savaş çıkarmayı başaramayanlar baktılar ki olmuyor "Türkiye-Rusya birbirine düşsün" dediler ama başaramadılar. Küçük bir çocuğa dahi sorsanız bu saldırının açık şekilde bir provokasyon olduğunu söyler.

  Ancak dikkat edilmeli ki hainlerin planı başarıya ulaşamadı ama çok sinsici kurulmuş bir tezgahla karşı karşıya kaldık. Bildiğiniz üzere İstanbul Beşiktaş'ta Çevik Kuvvet'e yapılan alçak saldırının ardından "polisimin yanındayım" kampanyası başlatılmış ve vatandaşlarımız kendisine en yakın güvenlik birimine giderek, polisimize destek olmuşlardı. Bu kampanya günlerdir hızla devam ediyordu. İki ülkeyi birbirine düşürmek ve polise olan güveni zedelemek için ne yaptılar, (ben ona polis demek istemiyorum) Ankara Çevik Kuvvet'te çalışan o saldırganı kullandılar.

  Yüzde yüz FETÖ'cü olan o hainin kullanıldığı o plan başlarına çöküverdi. Şimdi saldırının ardından "O FETÖ'cü saldırgan sağ yakalanabilir miydi?", "Hala kamu kurum ve kuruluşlarında FETÖ'cüler var mı?" gibi tartışmaları da beraberinde getirdi.

  Bana sorarsanız sağ ele geçirilebilirdi. Çünkü duvardaki mermi izlerini baktığınızda saldırgana büyük mermilerin de atıldığını görüyoruz. Bu silahları kullananlar da illa ki acemi değildir. Hepsi mesleğinde profesyonel kişilerdir. İkinci konuya gelirsek, suikastın olduğu gece haber kanalları saatlerce bunu tartıştı. Polis ve askerin içinde hala FETÖ'cülerin bulunduğuna dair istihbarat aldığını açıklayan uzman, bu rakamların binlere ulaştığını kaydetti. Onun için bu saatten sonra da çalışanların yeniden bir elekten daha geçirilmesi gerekiyor.

***

  Geçen hafta Güzide Ülker Ticaret Meslek Lisesi'nde yaşanan olayla ilgili bir haber gündeme getirmiştik. Haberi görmeyenler için biraz özet geçmek gerekirse bir kız öğrenci 6-7 aylık hamile bir öğretmeniyle telefon yüzünden tartışıyor ve istediğini alamayan öğrenci, öğretmenini tekmeleyerek hastanelik ediyor. Okuduğunuz da siz de bu duruma inanıyorum ki çok üzülmüşünüzdür.

  Bu olayın ardından gerek Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğünden gerek Pursaklar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden olayla ilgili bir açıklama beklerdim. Ancak bırakın açıklamayı telefonlarımıza dahi bu olayla ilgili çıkmıyorlar...!