Hiçbir terör örgütü devlet kurmak için oluşmaz. Ya yol keser haraç alır haydutluk yapar ya da birileri tarafından kurdurulur, kurduranın çıkar ve menfaatleri için vekalet savaşı verirler, emperyal güçlerin oyuncağı olurlar. Kendinden olanı bile yok etmekten çekinmez, neye hizmet ettiklerini dahi bilmeden ölür giderler. Hiçbir şekilde, inançları, insani değerleri, ilkeleri yoktur. Vahşilikte sınır tanımazlar.

PKK/YPG terör örgütü bütün bu yukarıda saydıklarımızın tamamının ve daha fazlasının ifadesidir. Gazze’de kimler soykırım yapıyorsa, Orta Doğu’yu kimler kan gölüne çevirmek istiyorsa, kimler, “Büyük İsrail” için mücadele ediyorlarsa, PKK/YPG’nin efendileri de onlardır.

Geleceğimizin teminatı olan bugünün gençleri, olayları bütün bu yaşananları çok iyi okumak zorundadırlar. Bizi cephede bitiremeyenler veya bunu göze alamayanlar, kurdukları terör örgütleri vasıtasıyla içimize korku salıp, zihnimizi işgal etmek istemektedirler.

Dikkat edin, emperyal güçler istedikleri ülkeyle kedinin fare ile oynadığı gibi oynarken, onları canı istediği zaman işgal edip, canı istediği zaman sömürge yapıp, canı istediğinde de her türlü katliamı yaparak adına demokrasi koyup kendilerini aklamaya çalışmışlardır.

Söz konusu Türkiye olunca yaptıkları bütün hesaplar tutmamış, kurdukları bütün tuzaklar başlarına geçmiştir. Geçmiş ve günümüz tarihine baktığımızda bunun sayısız örneklerini görürüz. Emperyal güçler karşılarında istedikleri gibi bir Türkiye bulamadıklardan beyinlerin işgali için her yolu denemektedirler. Kurdukları terör örgütlerinin saldırıları ile irademizi zayıflatıp, bizi güçsüz düşürüp, sömürge haline getirmek istemektedirler.

PKK/YPG neden saldırır veya nasıl kandırırlar? Kürdistan’ı kurmak için mi? Veya Kürt kardeşlerimize daha fazla özgürlük sağlamak için mi? Daha çok iş, aş, ekmek için mi? Bu ve benzer soruları uzatabiliriz. Bunun böyle olmadığını artık beşikteki çocuk dahi bilmektedir. Dolayısıyla artık kendilerine gönüllü katılım değil, zorla veya para karşılığında katılım olmaktadır.

Bu ülkede yaşayan herkes bilir ki veya bilmelidir ki özellikle gençlerimiz, PKK/YPG nin veya siyasi kolunun hiçbir sözüne asla inanılmaması gerektiğini. Özellikle Kürt kardeşlerimiz. Hemen hatırlayalım! 40 yıldır emperyal güçlerin uşağı durumunda olan PKK/YPG terör örgütü, çocuk, genç, yaşlı, bebek demeden masum Kürt kardeşlerimizi katletmediler mi? Doğu ve Güneydoğu’nun geri kalması için okullar yakıp öğretmenlerimizi şehit etmediler mi? Bu bölgeye yapılan yatırımları engellemek için her türlü eylemi yapmadılar mı? Mühendislerimizi şehit edip iş makinalarını yakmadılar mı? Arkalarına başta ABD olmak üzere Avrupa’nın desteğini alarak kendi halklarını gözlerini kırpmadan öldürmediler mi?

Bunları uzatabiliriz. Çok ama çok daha fazlasını anlatabiliriz. Özellikle gençlerimiz PKK/YPG vahşetini bilmeli, okumalı, öğrenmeli, kimin ne olduğunu anlamak zorundadırlar. Zorundadırlar ki, geleceklerini kurarken, bu terör örgütünün ve siyasi kollarının bu ülkede kimler adına neler yaptıklarını görmeleri, bilmeleri gerekir.

Ve özellikle gençler sizler çok dikkat etmek zorundasınız. Sömürgeci devletler, sömürecekleri ülkenin kültürünü, milli ve manevi değer yargılarını; gerici, yobaz, çağdışı veya benzer hakaretlerle aşağılarlar. Kendilerini çağdaş, modern, ilerici diye tanımlayarak sizleri ülkenize ve değer yargılarınıza düşman hale getirir, her türlü ahlaksızlığı normalmiş gibi gösterir, sonra da kendinizi bilerek veya bilmeyerek ülkenizin düşmanlarına hizmet eder durumda bulursunuz.

Düşmanda oyunda bitmez, tuzakta. Şayet siz aklı başında zeki, akıllı gelecek vaat eden biriyseniz, sizi alır kendi ülkelerine götürürler, orada eğitip, yetiştirip tekrar kendi ülkenize getirerek kendilerine hizmet etmenizi veya ülkenizde kurdukları şirketler, vakıflar, basın-yayın organlarında görevlendirirler, fonlarlar yine kendilerine hizmet etmenizi sağlarlar.

Diğer taraftan kıt zekalıysanız, aldatılmaya, kandırılmaya elverişliyseniz, elinize silahı verirler kendi insanınızı veya istedikleri yerdeki insanları hiçbir sınır tanımadan katletmenizi sağlayarak bunu da oturup seyrederler. Size de “afilli” bir ad takarlar mesela, “özgürlük savaşçıları”, “halkların özgürlük gerillaları” vs. siz de gerçekten kendinizi belli bir müddet sonra öyle sanmaya başlarsınız. Öyle olmadığını veya olmadığınızı anladığınızda da iş işten çoktan geçmiştir. Kendinizi tam bir bataklığın içinde bulursunuz. Şansınız varsa bir yolunu bulup kaçar kendinizi kurtarırsınız. Aksi halde…

Şehitlerimiz bu vatanın bir karış toprağını vermemek, vatanı emperyal güçlerin çizmelerine çiğnetmemek, sömürgeci devletlerin sömürü düzenini kurmalarına fırsat vermemek, bu ülkenin başta gençleri olmak üzere insanımızın huzur ve refahı için kanlarını döküp canlarını vermektedirler.

Hiç kimse ama hiç kimse evlatlarımızın neden şehit olduklarını bir saniye bile akıllarından çıkartmamaları gerekir.

Özellikle siz gençler; şehitlerimizin huzurunda, tazimle, hürmetle, minnetle, şükranla, tam bir teslimiyet içerisinde eğiliniz. Onların sizler için şehit olduğunu, Türk Devleti ve Türk Ordusunun sadece bizim değil bütün insanlığın onuru olduğunu unutmayınız…