Türkiye Anayasası’nın değişmesi gerektiğini her defasında söyleyen bazı siyasiler bu gün ideolojilerine yenik düşüyorlar. 1982 darbe Anayasası’nın baskıcı ve Türkiye’nin hiçbir alanda önünü açmadığını sistemin artık tıkandığını biliyoruz. Bunu bizden daha iyi bilen siyasetçiler Türkiye’nin geleceğini mi düşünecek yoksa menfi duygularla mı hareket edecek, burada kritik soru bu. Bir ideolojinin içerisine saplanan bir kesim başkanlık ve yeni anayasayı kökten reddediyor. Diğer kesim ise fire vermesine rağmen yeni anayasa ve başkanlıktan yana tavır alıyor. Burada en büyük yanlışın partilerin ideolojisine göre hareket eden vekillerde görüyorum. Çünkü bireylerin özgürce kendi fikirlerinin peşinden gitmesi gerektiğini düşünüyorum ama maalesef bunu kaldıracak bir ortam yok Türkiye’de. Partisinin peşinden gitmeyen aldığı kararlara itiraz eden bir vekil anında ya partiden ihraç ediliyor ya da istifaya zorlanıyor. Aslında yeni anayasada ve sistemde bunun önlemi de alınmalı. Eleştiriye tahammülü olmayan siyasiler istedikleri gibi bu yönteme başvurmamalı. Ben eleştiriye her zaman açık olmamız gerektiğini ancak bunun yıkıcı değil yapıcı olarak yapılması gerektiğini savunuyorum.

VATANI MİLLETİ ÖNEMSEYEN ANAYASA

Yeni anayasa ve yeni sistem ne yazık ki daha hazmedilemedi, halk bu sistemi anlamakta hala zorluklar yaşıyor. Başkanlığın ne kadar güzel bir sistem olduğunu, dertlerimize deva olacağını duyduk ama içeriğini bilmiyoruz. Çok iyi şekilde yeni anayasa, başkanlık sistemi anlatılmadı. Belki üst perdede yapılan seminerlerle bir kesime bilgi verildi ama işçi, köylü yani halk neyi oylayacağını bilmiyor. Çok kısa bir süre kaldı, bu süre kapsamında en iyi şekilde halka anlatılmalı. Çıkarların ve şahısların ön planda olduğu bir sistemden bıkan Türk halkı vatanın milletin ön planda olduğu bir sisteme aç. FETÖ’nün yeni anayasayı engellemek için her türlü pisliğe başvuracağını düşünüyorum. Uyuyan hücreler diyoruz ya işte onlar bu süreçte harekete geçecek gibi. Özellikle FETÖ’cü vekiller bu dönemde önemli rol oynayabilir. Referanduma giden bu süreçte halkın kararından önce kullandıkları oylarla yeni anayasa ve sistemin önünde engel olabilirler.      

NAÇİZANE BİRKAÇ TAVSİYE

- Adaletle hükmetme ve adlî işlerin idaresi konusunda gerçek bir inkılâp yapılması gerekli. 

- Adaletin dağıtılması konusunda herkes eşit muamele görmeli, zengin-fakir ayrımı yapılmaksızın adalette eşit olunmalı.

- Her mağdurun merkezî otorite tarafından gözetilmesi esas alınmalı. 

- Saldırgana ve haksız bir fiil yapmayı tasarlayan, bir cürüm, bir haksız tecavüz yahut insanlar arasında bir karışıklık çıkarmayı düşünen kimseye fırsat verilmemeli ve en ağır şekilde cezalandırılmalı.         

- Türkiye Cumhuriyetine zarar veren her türlü örgüt, cemaat, tarikat, dernek hak ettiği cezai işlem uygulanmalı ve bütün yapılar denetlenmeli.

- Modern anlamda din özgürlüğü sağlanmalı din eğitiminin önündeki engeller kaldırılmalı.

- İnsanların güvenliğini ve herkesin güven içinde istediği yere seyahat etmesini sağlamak ve adaleti yaymak amaç olmalı.

- Yeni anayasa savunma, kanun koyma, yardımlaşma, adalet işleri ve savaş hukuku gibi tüm temel ihtiyaçları karşılamalı.

Her kesimi kapsayan anayasa asayişi ve güvenliği sağlama ve toplumun hayatını hukukî bir düzene sokması açısından önemlidir. Eğer böyle bir devlet nizamı kurulmazsa Türkiye sokakları ve çevresi tamamen güvensiz olacaktır.