Ve şüphesiz sen, pek evrensel /genel geçerli mükemmel bir ahlak üzerindesin. (Kalem/4.)
    
     Allahü teala, en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlakı öğrettiği sevgili peygamberine böyle hitap etmektedir.  (Riyazus-salihin)

     Adamın biri Allah Rasulüne güzel ahlakın ne olduğunu sorar. Rasulullah (s.a.v)  A'raf suresinin:
    "(Rasulüm!) Affetme yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir (kendini bilmezlerin söz ve hareketlerine karşılık verme). mealindeki 199. ayetini okuduktan sonra şöyle buyurur:
  _" Güzel ahlak, seninle ilişkilerini kesen akrabalarınla ilişkini sürdürmen, seni mahrum bırakana vermen, sana zulmedeni bağışlamandır. " (İbn Merduye)
    
     "Güzel Ahlak", bir meyve ile eşleştirilerek anlatılacak olsaydı sanırım onu en iyi anlatan meyve nar olurdu; güzel ahlak iki kelimelik bir cümle olmasına rağmen, içeriğinde nar taneleri gibi bir çok güzel haslet barındırmaktadır. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
Güler yüzlü olmak, temiz olmak, alçakgönüllü, affedici, cömert olmak, doğru konuşmak, susmasını ve dinlemesini bilmek, şükretmek, sabırlı ve merhametli olmak. İşte bunlar ve bunlar gibi bir çok güzel ve olumlu davranışı kapsayan "Güzel Ahlak" cenneti kazanmak ümidiyle içine düştüğümüz bu dünya denizinde kurtuluşumuz için tutunacağımız yegane can simidimizdir.

   Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i-seriflerinde şöyle buyurmuştur:

"Cehenneme kimin girmeyeceğini veya cehennemin kimi yakmayacağını size haber vereyim mi? Cana yakın olan, herkesle iyi geçinen, yumuşak başlı olup, insanlara kolaylık gösteren kimseleri cehennem yakmaz." (Tirmizi)

     Güzel ahlak sahibi kendisini cehennem ateşinden koruduğu gibi, örnek davranışlarıyla toplumda iyiliğin yayılmasına sebep ve yanlış yolda yürüyenlere de hidayet vesiledir. Bunun yaşanmış bir örneğini büyüklerimiz şöyle anlatmıştır;

     Gayr-i müslim bir komşumuz vardı; sonradan müslüman olmuştu. Bir gün kendisine hidayete eriş sebebini sorduğumda şunları söyledi;

"_ Acıbadem'de tarla komşum Rebi Molla'nın ticaretteki güzel ahlakı vesilesiyle müslüman oldum.
    Molla Rebi süt satarak geçimini temin eden bir zattı. Bir akşam vakti bize geldi ve;

"_Buyurun, bu süt sizin! " dedi.

Şaşırdım ;

"_Nasıl olur?  Ben sizden süt istemedim ki!" dedim.

O hassas ve zarif insan;

"_Ben farkına varmadan hayvanlarımdan birinin sizin tarlanıza girip otladığını gördüm. Onun için bu süt sizindir. Ayrıca o hayvanın tahavvülat devresi yani (yediği otların vücudundan tamamen çıkması) bitinceye kadar sütünü size getireceğim... " dedi.

Ben;

"_Lafımı olur komşu? Yediği ot değil mi? Helal olsun dediysem de Molla Rebi;

"_Yok yok, öyle olmaz! Onun sütü sizin hakkınız!.." deyip hayvanın tahavvülat devresi  bitene kadar sütünü bize getirdi!

   İşte o mübarek insanın bu davranışı beni ziyadesiyle etkiledi. Neticede gözümdeki gaflet perdelerini kaldırdı ve hidayet güneşi içime doğdu, kendi kendime;

"_Böyle yüce ahlaklı bir insanın dini, muhakkak ki en yüce bir dindir. Böylesine zarif, hak-şinas, mükemmel ve tertemiz insanlar yetiştiren dinin doğruluğundan şüphe edilmez! " dedim ve kelime-i şehadet getirip müslüman oldum..."

     Peygamber Efendimiz (s.a.v) 'de bir hadis-i-seriflerinde:
"_Kıyamet günü, terazide tartılacakların en ağırı Allah korkusu ve güzel ahlaktır." (Ebu Davud, Tirmizi)
buyurarak, güzel ahlakın Ademoğullarının no hayatındaki yerini ve önemini gayet net bir şekilde anlatmıştır.
  
    İşte bu sebeptendir ki, hem kendimize hem de topluma faydalı olmak ve hep beraber paylaştığımız bu dünyayı yaşanılır bir yer haline getirebilmek adına, ahlakımızı güzelleştirmek için çaba sarfetmeliyiz. Ayetler ve hadisler ışığında kötü huylarımızı belirleyip bir bahçıvan titizliğiyle sağdan soldan fışkırıp çıkan ve nahoş bir görüntü oluşturan o beğenmediğimiz kötü huylarımızı nazikçe budayarak hem göze hem de gönle hoş gelecek bir görüntü oluşturabiliriz ne dersiniz?..