Günahsız Bir Ağızdan Dua Almak
İnsan, ihtiyaç sahibi muhtaç bir varlık olduğunu unutuyor bazen; o yüzden de hep yanlışa, hataya düşüyor. Halbu ki hiçbir şey bilmese, kul olduğunu bilse yeter. Peki insana kul olduğunu ve sürekli yardıma muhtaç olduğunu hatırlatan nedir? Elbette ki duadır. Çünkü Rasulallah (s.a.v) Efendimizin de buyurduğu gibi “Dua kulluğun ta kendisidir, özüdür”. Kul dua etmemekle aciz olduğunu ve muhtaçlığını itiraf etmektedir. Dua etmemek Allahu Teala’ya kulluk etmeye tenezzür etmemek olur ki, bu çok sakıncalı bir durumdur. Allahu Teala kulunu, Kur’an-ı Kerim’inde Mümin suresi 60. Ayette şöyle uyarmaktadır; “Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, (isteyin) size karşılık verip duanızı kabul edeyim. Çünkü bana ibadet/kulluk etmeye karşı kibirlenip (buna) tenezzül etmeyenler aşağılıklar olarak cehenneme gireceklerdir”.
Kul, sadece sıkıntılı zamanlarında açmamalıdır ellerini yaradanına; ihtiyacı olduğu zaman dua edip, rahata kavuşunca unutmamalıdır rabbini. Sadece ihtiyacı olduğu zaman dua etmek hiç de samimi olmayan bir davranıştır. Nitekim Allahu teala Yunus suresi 12. Ayetinde mealen şöyle buyurmaktadır; “ İnsana bir sıkıntı dokunuğu zaman, gerek yan yatarken gerek otururken, gerek ayakta iken (her halinde) bize yalvarır. Fakat kendisinden sıkıntısını açıp kaldırıverince, sanki kendisine dokunan o sıkıntı için dua etmemiş gibi (şükür ve itaati bırakıp) gider (yine günahlara dalar) işte ölçüsüz davranan (ve haddi aşan)lara yapmakta oldukları şeyler, böyle süslü (cazip) gelmiştir”. Bu konuyla ilgili Rasulallah (s.a.v) Efendimiz de şöyle buyurmuştur: “Cennete ilk çağrılacak olanlar Allahu tealaya hem sıkıntılı hem mutlu zamanlarında hamdedenlerdir”.
O halde, kula düşen vazife her hal ve durumda Rabbiyle arasındaki bağı kuran, kul olduğunu her daim hatırlatan duadan geri durmamaktır. Kul, hem duadan geri durmayacak hem de rıza kapısının eşiğinden ayrılmayacak; her halukarda rabbinden razı olmayı bilecek. Kulluğun gereğidir bu. Çünkü kul, beklentisi olmayan, razı olan, boyun eğen demektir.
Peki rabbinden razı olan boyun eğen bu kul nasıl dua etmeli, nasıl yalvarmalı ki, rabbi duasını kabul buyursun? İşte bu sorunun cevabını da Araf suresi 55. Ayette buluyoruz. Allahu teala şöyle buyuruyor: “Rabbinize (gönülden) yalvararak gizlice dua edin. Çünkü o, haddi aşanları sevmez”. Gönülden, samimi duygularla, gösterişten uzak, sırf rabbin rızasını gözeterek tevazu ve huşu içinde temiz bir ağızla dua etmek. Musa a.s kıssasını duymuşsunuzdur. Allahu teala Musa a.s’a “Ya musa bana günahsız bir ağızla dua et” buyurdu. Musa a.s : “Ya rabbi, nasıl günahsız bir ağızla dua edeyim benim böyle bir ağzım yok ki” dedi. O zaman Allahu teala: “Başkalarının ağzıyla dua et çünkü sen başkalarının ağzıyla günah işlemiş olmazsız. Öyle hareket et ki, insanlar gece ve gündüz sana dua etsinler. Allah Azze ve Celle’nin adı temizdir, onu zikreden ağız temizlenir.
Evet kıssadan da anlaşılacağı üzere kul muhtaçtır affedilebilmesi, arzu ve isteklerinin yerine gelmesi için duaya ihtiyacı olduğu gibi o duanın kabulu için de temiz bir ağza muhtaçtır.
Temiz bir ağızdan dua almanız dileğiyle
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.