Gül yetiştiren adamın düzene protestosu
‘Onun kitaplarını ve köşe yazılarını okumak, yokuş aşağı süzülmek gibi bir his veriyor insana’ şeklinde bir yorum gördüm geçenlerde. Rasim Özdenören öykücülükte sade ve akıcı dili öyle müthiş bir anlatımla birleştiriyordu ki, ortaya nesiller boyu gönüllerde hüküm sürecek eserler çıkıyordu.
Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Rasim ağabey, yedi güzel adamın yaşayan son temsilcisiydi. Şairler şehri Kahramanmaraş’ın bağrından çıkardığı onca edebiyatçıdan biriydi. Özdenören, Denize Açılan Kapı adlı eseriyle 1984 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Hikâyecisi Ödülü'ne layık görülmüştür. İki Dünya adlı deneme kitabı da 1978'de Türkiye Milli Kültür Vakfı tarafından fikir dalında Jüri Özel Ödülü'nü kazanmıştır." Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikayeleri ayrıca TV filmi yapılmış, bunlardan Çok Sesli Bir Ölüm, Uluslararası 1977 Altın Prag TV Filmleri Festivali'nde Jüri Özel Ödülü almıştır. Bu ödül de, TRT Televizyonu'nun ilk ödüllerindendir.
YEDİ GÜZEL ADAM
Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ve Sezai Karakoç. İşte meşhur yedi güzel adam. Bu kıymetli isimlerden ikisi olan Alâeddin ve Rasim Özdenören kardeşler ikiz olarak dünyaya gelmişler ve ikisi de edebiyat üzerine bir ömür sürmüşlerdir. İkiz kardeşlerden Alâeddin, daha çok deneme ve şiir üzerine yönelmişken Rasim, öykücülükte kelimenin tam anlamıyla bir çığır açmıştır. İkisi de hayli üretken, zeki, kültürlü insanlar olarak nam salmışlardır. Bu güzide ekibin iskeleti sayılabilecek iki kardeştir onlar. Grubun isim patenti Cahit Zarifoğlu’nundur. Ancak halen sıkça şaşırılan ve birçokları tarafından aydınlanılmamış bir mevzuu var o da; yedi güzel adam’ın biri Sezai Karakoç mu yoksa Ali Kutlay mı sorusu. Ali Kutlay bir rivayete göre Rasim Özdenören’i öykü yazmaya teşvik eden kişidir. Rasim Özdenören ’in bu konuya yorumu şu şekilde: “1974 yılında Cahit'in bu isimdeki şiir kitabı çıktığında Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören, Alâeddin Özdenören, Akif İnan, Erdem Beyazıt, Cahit Zarifoğlu. Bana sorduklarında söylediğim orijinal Yedi Güzel Adam budur. Daha sonra 1975 yılından itibaren Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil'le bir iletişim kopukluğu yaşandı. Acaba Yedi Güzel Adam diye bir şeyin arasında anılmak bu isimleri üzer mi mülahazasıyla 1976'dan sonra Nazif Gürdoğan ve Bahri Zengin'in adı anılmaya başlanmıştı Yedi Güzel Adam arasında.
Mavera Dergisi'nin çıkmaya başlamasıyla.” Daha sonra TRT’de bir dizi yapıldı ve orada henüz hayattayken Sezai Karakoç kendi isminin kullanılmamasını talep etti ve dizide Ali Kutlay bu yedi kişiden biri gibi gösterildi. Ayriyeten Nazif Gürdoğan ve Bahri Zengin gibi isimlerde Rasim ağabeyin bahsini ettiği üzere bu ekibin içine dahil olabilecek, kimilerince olmuş kişilerdir.
Özetle Yedi Güzel Adam devri Rasim Özdenören ’in vefatı ile kapanmış oldu. Tabii bu bahsettiğim kapanan devir, ahirete irtihal eden bu yedi kişinin gidişini tarif etmek içindir. Onlar Türk edebiyat treninin lokomotifi olmuş edebiyatçılardır. Her birinin hikayesini şiirleriyle Cahit Zarifoğlu’ndan dinledik. Erdem Beyazıt dilsiz duygularımıza tercüman oldu. Sezai Karakoç’tan diriliş nesli olmamız gerektiğini öğrendik. Ve Rasim Özdenören ile gül yetiştiren adam’ı tanıdık. Hasılı güzeli aldık zehir de olsa kasemize koyduk, kötüyü bıraktık bal da olsa kasemizden uzak tuttuk. Vesselam.