FETÖ’nün Hindistan’daki hükümet darbesi - 2
Tuncay ALANKUŞ’un hak arama süreci ilerledikçe işin içinde FETÖ olduğu anlaşılmaya başlandı. Hindistan’daki FETÖ yapılanması, iyi ilişkileri bulunan RAW’a, düşmanları ALANKUŞ’u kullanmalarını tavsiye etmişti. ALANKUŞ, kendilerine haraç (himmet) ödemeyi kabul etmediği gibi FETÖ’nün en büyük düşmanı olan Rusya’da da tesisler açan ve Hindistan’a Rus gübresi ihraç eden –başka bir tabirle- çizmeyi aşan bir isimdi. Şefkat tokadını –cezalandırılmayı- hak ediyordu. Neden bir taşla iki kuş vurulmasındı!
Hindu İstihbaratı, Hindistan’daki FETÖ organizasyonu üzerinden Türk Dışişleri Bakanlığı’na, MASAK’a ve Türk yargısına nüfuz ederek Tuncay ALANKUŞ’un temize çıkma sürecini baltalamaya başladı. Eğer komploları ortaya çıkarsa RAO’nun devrilmesiyle yönetimi ele geçiren İsrail yanlısı VAJPAYEE Hükûmeti çok zorda kalırdı. Bu muvacehede çok ilginç gelişmelere şahit olduk. Dışişleri Bakanlığımıza bağlı Konsolosluk Asya ve Afrika Dairesi Başkanlığı’nın 29 Haziran 2012 tarihli 2012/3390690 sayılı MASAK’a hitaben yazısında; Türk Dışişleri Bakanlığı görevlilerinin Hindistan Dışişleri Bakanlığı Orta Avrupa Müsteşar Yardımcısı Harrison-Bose’nin daveti üzerinde 22 Haziran’da bir görüşme gerçekleştirdiği bu görüşmede Türk makamlarından Hindistan şirketi NFL lehine karar çıkarılması için yardımcı olmalarının rica edildiği belirtiliyordu. MASAK’a yazılan yazı da bizatihi bu yardım sürecinin işlediğinin bir göstergesiydi. Söz konusu yazıyı, ALANKUŞ’un avukatı tarafından Hâkimler Savcılar Kurulu’na 11 Nisan 2016 günü 31933 sayılı evrak ile verilen şikâyet başvurunda bulabilirsiniz. Hindistan Hükûmetinin Türk yargısına müdahalesi elbette bu kadarla sınırlı değildi. Hindistan şirketi NFL’nin Türkiye’deki avukatı Yavuz Selim SARIİBRAHİMOĞLU -ki FETÖ’den derdest edilen Zaman Gazetesi Yazarı Lale SARIİBRAHİMOĞLU’nun kardeşidir- 19 Mart 2012 tarihli gazetelere düşen bir habere göre Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’e bir mektup yazarak yargı sürecine müdahil olmasını istemişti. Haberlerde geçen mektup metnini aynen aktaralım:
“Hindistan Devletine ait olan paraların, bu devlete ait şirketi dolandıranlara teslim edilecek olması dolandırıcının eline mağdurun parasını teslim eden bir sonuç doğuracaktır. En azından hesaplardaki paraların çekilip kaçırılmasının önlenmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başı olarak yüce makamınızdan, ileride bu kararın yaratacağı menfi etkileri en aza indirecek bir adım atmanızı istiyoruz.”
Oysaki Tuncay ALANKUŞ’un olayda hiçbir kusurunun bulunmadığı, sözleşmede yetkili tayin edilen İsviçre yargısında ispatlandı. İsviçre yargısının verdiği karar Türk makamlarınca tanındığı halde yeni alacak davaları açılarak yargı süreci bulandırılıyor. Kesin hüküm itirazları dikkate alınmıyor, hukuk ayaklar altına alınıyor. Tuncay ALANKUŞ, aleyhinde yürütülen tüm ceza davalarından da beraat etti. Böylelikle iddia olunan zarar ile iddia olunan haksız fiil arasında illiyet bağı da kalmadığı hâlde ALANKUŞLAR’ın tüm malvarlığına ihtiyati tedbirler konuyor, ihtiyati hacizler yapılıyor. ALANKUŞ tarafı bir ihtiyati tedbir kararını hukuk mücadelesiyle kaldırsa dahi gittikleri bankalar hesaptaki blokajı kaldırmayı kabul etmiyor, “emir büyük yerden, boşuna uğraşmayın” cevabı veriyor.
Hindistan tarafı, daha sonra FETÖ’den ihraç edilen Anayasa Mahkemesi üyeleri Alparslan ALTAN ve Erdal TERCAN’ıatayan Cumhurbaşkanı GÜL’den ayan beyan yargıya müdahale talebinde bulunabilirken ALANKUŞ tarafı sanki cüzzamlıymış gibi her kapıdan kovuluyor.
İsrail yanlısı ve Hindu milliyetçisi VAJPAYEE Hükûmeti, 1996’da bir FETÖ-RAW komplosuyla işbaşına geldikten sonra neler yaptı? VAJPAYEE, 16 Eylül 2003'de Ankara'ya geldi; temaslar sonucunda Türkiye-İsrail-Hindistan eksenli ilişkilerin geliştirilmesine karar verildi. Dikkat ediniz; FETÖ’nün her türlü at oynattığı zamanlar..! İsrail ile Hindistan arasında nükleer işbirliği anlaşmaları imzalandı. Öte yandan Hindistan’da Pakistan karşıtı eylemler ivme kazandı, Müslüman karşıtlığı zirve yaptı. Hindistan toplumunda artan cinayet ve tecavüzleri de söylemeden geçmemek gerekir. Örneğin Hindu fanatikler, 11 Eylül 2016’da Hindistan’ın Mewat bölgesinde 20 yaşındaki bir kadına ve 14 yaşındaki kuzenine, sırf inek eti yediği iddiasıyla tecavüz edip bu kadının amcası ve halasını ise yine aynı iddia ile linç ettiler. Hindistan’da dirlik düzen bozuldukça bozuldu ve Türkiye-Hindistan ilişkileri de 2003’deki dostluk antantına rağmen bir türlü gelişmedi, aksine gerildikçe gerildi. Nasıl gelişsin ki, düşmanı Pakistan’ın dostu Türkiye’yi sevmeyen ve milliyetçi şahinlerin yönettiği bir Hindistan’dan bahsediyoruz.
Şu anda Tuncay ALANKUŞ, haksız hukuksuz şekilde Hindistan’da alıkonuluyor. Kendisinin ve ailesinin tüm malvarlığı dondurulmuş. Hukuk mücadelesi, tüm kirli oyunlara rağmen devam ediyor. 15 Temmuz’dan sonra Hindistan’da toparlanmaya başlayan ve sermayelerini Hindistan’a aktaran FETÖ militanlarının Hindu Hükûmeti tarafından nasıl himaye edildiğini ve oradaki FETÖ’cülerin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’la fotoğraf çekindikten sonra onun arkasından nasıl el kol hareketleriyle dalga geçtiklerini görüp içi kan ağlıyor.
Bakalım daha neler olacak neler... Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.