Felaketlerden ders çıkarmalıyız
Ankara’da önce cuma günü Polatlı’da doğalgaz patlaması yaşandı, daha sonra cumartesi günü akşam saatlerinde Yenimahalle’de ana şebekeye ait su borusu patladı.
Yaşanan patlamalardan sonra iki olayın yaşandığı bölge adeta bir savaş alanını anımsattı.
Bu olaylar hepimizin başına gelebilir, bu mağduriyeti yaşayanlardan biride biz olabilirdik.
Dünde Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisi uzun bir süre bize elektriğe ne kadar ihtiyacımız olduğunu hatırlattı.
Musibetlere ve felaketlere karşı her zaman hazırlıklı olmalıyız, yaşanan felaketler sınavımız olabilir.
Bazen kendimize gelmemize felaketler, hastalıklar ve musibetler yardımcı olur, bir musibet bin nasihatten daha etkili olabilir.
Musibet ve hastalıklar ise bir başka yükseliş merdivenidir.
Bir Müslüman, Allah’ın her emrini dinledikçe ve her yasağından sakındıkça manen yükselir.
Bu yükselmenin bir başkası da musibet ve hastalıklara sabır yoluyla gerçekleşir.
Maruz kaldığı musibetler insana aciz bir kul olduğunu ve trafik kazalarından sellere, fırtınalara kadar hiçbir hadiseyi önleyecek güce sahip olamadığını tam ders verir.
Hastalıklar da aynı dersi insanın iç âleminde tekrarlar.
Harici tesirler gibi kendi bedenindeki olaylara da söz geçiremediğini çok iyi anlayan insan, tedavi için gerekli tedbirleri aldıktan sonra, kendine malik olamadığının şuuru ile Rabbine tevekkül eder ve şifayı Ondan bekler.
Bir ömür boyu böyle değişik tecellilerle farklı imtihanlar geçiren insanlar, bu kısa dünya hayatının ardından ebediyet yurduna göç edeceklerdir.
Bu gölgelerin asıllarına kavuşacak, marifet ve muhabbet nimetini de kemaliyle orada bulacak ve tadacaklardır.
Dinden uzak kalmanın getireceği felaketleri düşünmeyip, bunun dışında felaket arayanlar, sineğin ısırmasından kaçıp yılanın ağzına düşer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.