Siyaset, Politika ve Seçim
Siyaset, Arapça kökenli bir kelime ama Türkçe’ de kullanılması bir hayli eski, Türklerin İslâm’a girmeleri kadar kadim bir tarihe dayanmaktadır. Politika, Latin kaynaklı bir kelime, siyasetle eş anlamlı kullanılmaktadır. Siyaset ve politikanın eş anlamlı kullanılması ne derece doğru? Tartışmalı bir konu. Siyaset ve politika bir arada anılınca, seçimden söz etmemek olmaz.
Başlıkta ki sıraya bağlı kalarak kısa ve özet olarak her iki kavrama yakından bakmakta yarar var. Önce siyaset. Sözlükler siyaseti “insan topluluklarını yönetme sanatı” olarak tanımlamaktadırlar.
Daha açık ve net tanım için sözlüklerde “bir nesneyi düzgün ve iyi durumda bulunması için özenle gözetip korumak; hayvanı ehlileştirmek, atı terbiye etmek” gibi anlamları verilmektedir. “Toplumun işlerini üzerine alma, yürütme, yönetme işi, insan topluluklarını yönetme sanatı” şeklinde tanımlanır Siyaset kelimesi ve türevleri Kur’an’da geçmez; hadislerde ise hem “at terbiye etme” hem de “halkın işlerini yönetme” manalarında kullanılır.
Fıkıh literatüründe, kamu otoritesinin dinin genel ilkelerine ters düşmeyecek düzenlemeler ve uygulamalar yapması da çoğu zaman siyaset kelimesiyle ifade edilir.
İslâm düşüncesinde siyaset bir kurum olarak, Allah, insan, toplum ve tabiat arasındaki ilişkiye dair İslâm’ın ontolojik tasavvuruna dayanır. Sadece değersel (axiologique) düzlemde mekanizmaya indirgenemeyen siyaset, modern sosyal bilimlerde olduğu gibi ekonomi ve hukuktan bağımsız bir disiplin olarak düşünülmez. İslâm medeniyetinde bu alan ancak fıkıh, ahlâk, kelâm ve felsefenin iç içe olduğu bütünün bir parçası şeklinde anlaşılabilir. İslâm siyaset düşüncesinde sorumluluk sahibi hür insan kavramlaşmış bütün siyasî faaliyetlerin temel aktörü olarak kabul edilir.
Latinceden Türkçeye sokulan “Politika”, siyasetin karşılığı ve eş anlamlısı kullanılmaktadır. Seçim sathı mailinde çiçeği burnunda siyasetçi namzetleri bile siyasetle politika arasındaki farkı kavradıklarını sanmıyorum.
Bilindiği gibi “Poli” çok, “tika” yüz anlamındadır. Politika çok yüzlülük anlamına gelmektedir. Politikanın siyasetin eş anlamı gibi algılanması yanlış ve anlamsızdır.
Birisi doğu, diğeri batı kökenli iki farklı kavramın aynı manada kullanılması ameli hayatta çelişkilere sebep olmaktadır. Kilise mahreçli batılı anlamda politikada bir dürüstlükten söz etmek mümkün değildir. Politikanın içeriğinde ikiyüzlülükten ziyade çok yüzlülük esastır. Ulusal düzeyde olduğu kadar uluslararası ilişkilerde de politik ilişkiler çok yüzlülükle yürütülmektedir.
Politika, mat, donuk, belirsizdir. Dünyeviliği, çıkarcılığı ve menfaati esas alır. Siyaset ise vahye müstenit olduğu için rızayı ilahiyi amaçlar. Allah rızası ise sadece dürüstlüktür. Gerçek anlamda bir siyasetçiden politikacı, bir politikacıdan siyasetçi olmaz. Çünkü birisinde dünyevilik, öbüründe manevî kazanç, yani Allah’ın rızası amaçlanır.
Her iki kavramın kısa özetinden sonra yaklaşan seçimlerde önümüze çıkan ve oy isteyen siyasi partilerin politik mi, siyasi mi olduğuna dikkatli bakmak gerekiyor.
Siyasî literatürümüzde çok sık kullanılan siyaset ve politika kavramları, aynı zamanda zihinsel yapıyı da doğu ve batı mesafesinde ortaya koymaktadır. Kim siyasetçi, kim politikacı ana hatları ile belirmektedir.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
“Allah’ın hükmünü bilmeyen kimse, Allah’a tam anlamı ile kul olamaz. Allah’a tam ibadet edemez. Şüphesiz Allah, cahil bir kimseyi kendisine veli ittihaz etmez.”
Muhyeddini Arabî
Marifet ve Hikmet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.