Bırakın Masum Masum Hedef Göstermeyi!
Herkes bir anda Türkiye’de elektrik kesintisini konuşurken gözler bir anda Çağlayan adliyesinde yaşanan olaya çevrildi. DHKP-C'li olduğunu açıklayan bir terörist, Gezi olaylarında hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın davasına bakan savcıyı adliyedeki odasında rehin aldı. Özel timin Adliye’ye girdiği haberleri ajanslara peş peşe düşerken, gelen başka bir bilgi de eylemcinin, arabulucu olarak İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nu istemesi oldu.
Herkesin kafasını kurcalayan sorular ise, adliyedeki onca güvenlik uygulamasına rağmen o silah binaya nasıl sokuldu? Terörist hedefindeki savcıya nasıl bu kadar rahat ulaşabildi? İçeriden destek aldı mı? Bu soruların cevapları pek kısa zaman sonra ortaya çıkacak kuşkusuz. Herkesin temennisi, hafızalara kazınan 2006 yılındaki Danıştay saldırısı getirdi.
Herkesin temennisi dediğime bakmayın! Menfur saldırının sosyal medyada duyurulmasının ardından intikam çığlıkları atanlar öyle adı sanı bilinmeyen isimler de değildi. Bu terörist eylemi gerçekleştirme yarışına girenler arasında gazeteciler de vardı televizyoncularda.
Bu terörist eylem için hiç çekinmeden o kan damlayan tweet’leri on binlerce takipçileriyle paylaşanlar da her zaman ki yerini aldı. Atılan tweetlerden birisi ise aynen şöyle: "Bu eylem nasıl biterse bitsin çıkarılacak tek ders var: Çocukları vurmayın, annelerini yuhalatmayın."
Ortada bir can söz konusuyken aklına ilk olarak terör eylemine gerekçe üretmek gelen Sözde toplumu bilgilendirmek amacıyla çalışanlar gazeteci. CNN Türk programcısı Mirgün Cabas. Adaletin adliye basın insanların rehin alınarak sağlanabileceğini sanıyor herhalde. Dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz! hiç kimseye insanları terör saldırılarının hedefine haline getirecek bu ifadeleri kullanma özgürlüğü tanınamaz.
Ama gariptir ki burası Türkiye! Demokratların şiddete gerekçe üreten, hedef gösteren bu muhalifliğe yönelik eleştirilerinin kendisi hedef gösterme sayılıyor.
Tıpkı dün Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde, Cabas'ın değil, ona tepki gösteren insanların hedef gösterdiğinin iddia edilmesi gibi. İşlerine geldiği gibi çalıyorlar işte. Bir de demezler mi adama? “Hani Türkiye’de ifade özgürlüğü yoktu” diye!
Bıkmadan usanmadan bunları yapanların yüzlerine vurmak lazım! "Barışa can atan savaşa can pazarlamaz!" bu da böyle biline.
Günün Sözü: "Tahammül etmek zorunda kaldığımız olayların akışı içindeyiz." / İsmet Özel
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.