EY ALEMLERE RAHMET OLAN
( Ey insanlar! ) Andolsun ki size kendinizden öyle bir peygamber geldi ki sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. Size çok düşkün, mü'minlere karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. (Tevbe /128)
Bizler, ahir zaman ümmeti olarak, şefkat ve merhameti sonsuz olan, doğar doğmaz secdeye kapanıp "ümmeti, ümmeti.." diye yalvaran; Rabbbimizin habibim dediği ve alemleri onun yüzü suyu hürmetine yarattığı Peygamberinin ümmetiyiz elhamdülillah. Bize bahşedilen bu şerefin şükrünü eda etmeye gücümüz yetmez. Kutlu Doğum yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde, Rabbim hepimize bu büyük nimeti idrak edip Efendimize layık bir ümmet olmayı nasip etsin inşallah.
Bir hadis-i şeriflerinde Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır :
" Benim ümmetimin misali, yağmurun misali gibidir. Evveli mi hayırlıdır, sonu mu hayırlıdır bilinmez! ( Evveli de hayırlıdır, sonu da hayırlıdır.) ( Tirmizi )
İşte Peygamber Efendimiz'in devrinden sonra gelen bizler, bu hayırlı ümmet dairesine girebilmek için çok gayret etmeli, bu müjdeden nasibimizi alabilmek için çaba sarfetmeliyiz. Bunun en kestirme yolunu da yine Peygamber Efendimizden öğreniyoruz.
Ebu Hüreyre'nin naklettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor :
" Size iki şey bırakıyorum. ( Bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz : Allah'ın kitabı ve sünnetim. Bu ikisi ( kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir. " Bu hadis-i şeriften anlıyoruz ki, Efendimize layık hayırlı ümmet olmanın yolu Kur'an ve sünnete uymaktan geçiyor.
Kur'an ve sünnete bağlı yaşayanlar için de hz. Ömer 'in şu rivayeti ne büyük bir müjde barındırmaktadır :
" Bir gün Peygamber Efendimiz' le beraber oturuyorduk, Allah Rasulü (s.a.v) bir ara;
"_ Söyleyiniz, iman edenler arasında en üstün imana sahip olanlar kimlerdir? " diye sordu.
Ashab; önce melekleri, sonra peygamberleri ve daha sonra da şehidleri en üstün imana sahip kimseler olarak zikrettilerse de, Peygamber Efendimiz (s.a.v) :
"_ Evet, onlar öyledir ve bu onların haklarıdır. Allah onları öyle bir mertebeye çıkarmışken bu payenin onlara verilmesini ne engelleyebilir? Ama ben bunları sormuyorum. " buyurdu.
Ashab;
"_ Öyleyse kimler olduğunu siz söyleyiniz ya Rasulullah!" deyince Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdular :
"_ Onlar şu an babalarında ve atalarında meknuz olan bazı kimselerdir ki; benden sonra gelecekler, beni görmedikleri halde bana iman edecekler, beni tasdik edecekler ve Kur'an'ı okuyup muhtevasıyla amel edecekler. İşte iman edenler içinde en üstün imana sahip olanlar bunlardır. " ( Hakim, Heysemi )
Al-i İmran suresinin 110. ayetinde de Rabbimiz bizi, yani Muhammed ümmetini şöyle övmekte:
" (Ey Muhammed ümmeti! Dininiz sayesinde) siz insanların iyiliği için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. ( Çünkü ) iyiliği emreder, kötülüğe engel olur ve Allah'a hakkıyla inanırsınız... "
Ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerle övülen ahir zaman ümmeti olan bizler, Peygamber Efendimize olan sevgimizde sadık ve samimiysek bunu sadece kutlu doğum haftası vesilesi ile salevat-ı şerif çekmekle sınırlandıramayız. Bunu yapmalıyız fakat sadece dil ile anmakla geçiştirmemeliyiz. Yaşantımızı alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz'in benimsediği yaşam çizgisine getirip, onun güzel ahlakıyla ahlaklanmalı ve bunu tüm dünyaya yaymalıyız, belki o zaman övülmüş ümmet olmayı hak edebiliriz..
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.