Özellikle bizim yazar çizer takımımız ekonomi ile ilgili konulara değinirken, ya, “ağdalı” laflarla olayı anlaşılmaz hale getirirler, ya da “Teknik Ayrıntı”larla  anlatılmak isteneni boğarlar .
    Oysa ki, her yazarın hedef kitlesi halk olmadır ve halkın dili ile yazmalıdır. Yani halkın anlayacağı dilde. Açık, sade, şeffaf. Aksi halde kendi yazar kendi okur. Bizde mümkün olan en üst düzeyde yazılarımızı sadeleştirerek okurlarımıza sunuyoruz. 
    Örneğin son olay. Sayın Hazine ve Maliye  Bakanı Berat Albayrak’ın, “Yeni Ekonomik Model”i , açıklandığından bu güne kadar, halka anlayacağı şekilde sunulduğunu düşünmüyorum.
      Gezi Parkı Eylemleri, 17-25 Aralık Fetö Kumpası, 15 Temmuz  Fetö Tezgahlı İşgal Hareketi   ve özellikle ABD Başkanının ülkemizin ismini zikrederek yapılan ekonomik saldırılar, Batının siyasi ve ekonomik baskısı ile,  Ülkemiz Cumhuriyet Tarihinin en ağır soğuk savaşanı yaşamaktadır. 
    Bütün bunlara baktığımızda, % 4 lerde olan fazi oranı, % 24 lere, tek haneli olan enflasyon çift hanelere yükselmiş, işşizlik oranı artmış, cari açık fazlalaşmış, döviz fırlamış,  borç yükümüz katlandıkça katlanmıştır. 
    Bu saldırılar karşısında dim dik ayakta kalmasını bilmişiz ve Türk Ekonomisinin dünyanın en güçlü ekonomiler arasında yer aldığı  bir kez daha görülmüştür. 
    Ancak ekonomiye gereken müdahale yapılmassa, bu günleri mumla arayacağımızda bir gerçektir.
    İşte tam da bu anlamda Sayın Bakan ekonomiye neşter vurmuştur.. 
 “Yeni Ekonomik Model”i anlatırken özetle  şunları söyledi.
-ENFLASYONLA MÜCADELE EDİLECEK,
-GÜVEN ORTAMI SAĞLANACAK,
    -KAMUDA TASARRUF TEDBİRLERİ ALINACAK,     
-KAMU KAYNAKLARI VERİMLİ KULLANIALCAK,
-CARİ ACIK DÜŞÜRÜLECEK,
-GERÇEKÇİ POLİTİKALARLA EKONOMİK MÜCADELE YÜRÜTÜLECEK,
-TÜRK LLİRA MIZA OLAN GÜVEN ARTIRILACAK,
-ÜRETİM ODAKLI BİR BÜYÜME DESTEKLENECEK,
-VERGİ SİSTEMİ SADELEŞTİRİLECEK, 
-MALİYEDE DEĞİŞMİ SÜRECİ YAŞANACAK,
-KAMU HARCAMALARI BU MODELE GÖRE YAPILACAK,
-YAPILACAK YATIRIM VE HARCAMALIRIN İHRACATI ARTIRMASINA VE CARİ AÇIĞIN KAPATILMASINA KATKISI BAKILACAK,
-YATIRIM VE HARCAMALAR ETKİN BİR ŞEKİLDE YÖNETİCELECEK,
-BU SÜREÇ 81 MİLYONUN DESTEĞİ İLE, İŞ DÜNYASININ, AKADEMİSYENLERİN KATKISI İLE DEVAM EDİLECEK, 
-BU SİSTEMİN HERKES TARAFINDAN SAHİPLENMESİ GEREKİR,
-BU SİSTEMLE TÜRKİYE 2023 KADAR GÜÇLENECEK….
    Sayın Bakan’ın açıkladığı, “Yeni Ekonomik Model” aslında yeni değil, Ülkemiz  ekonomisinin istikrarlı ve dengeli bir şekilde büyümesi, büyük ekonomiler arasında üst sıralara çıkması, çağdaş, modern, gelişmiş bir Türkiye  ve insanımızın refah içinde yaşaması, ekonomimizin  gelişmesi ve düzlüğe çıkmasının ana unsurlarıdır. Olmazsa olmazlarıdır. Her bir satır başlığı, başlı  başına bir tez konusudur.   Ve mutlaka acilen uygulanmaya konulması gereken tedbirlerdir. 
    Ne olursa olsun hiçbir şekilde ortaya konan sistem,  yapılacak olan işlemlerden asla vaz geçilmemeli.  Sıkı bir mali denetimle uygulanmaya konulmalı.  Hem de hiçbir siyasi kaygı taşımadan. Ve bu program Sayın Bakan’ın dediği gibi 81 milyonun desteği ile uygulanmalı. Aksi halde başarılı olması mümkün değil. Bu da ülkemizin felaketidir. 
    Bu anlamda, istisnasız herkes üzerine düşeni yapmalı. Felaket tellallığı yerine destek olmanın yolları aranmalı.  Yanlışları tabi ki söyleyelim, eleştirilerimizi elbette yapalım ama aynı zamanda destek olmayı da unutmayalım. Çünkü bu program tek başına Devletin uygulayabileceği bir program değildir. 
    Halkımız, iş adamlarımız, akademisyenlerimiz, konu ile ilgili ekonomistlerimiz, yazar-çizer takımımız vs. herkes top yekün olarak bu programa destek vermeli 
    Söylenenlerin  uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilmeli, mutlaka yerinde uyarılar yapılmalı, uygulayıcılar bu uyarıları dikkate almalı.  Türkiye’nin geleceği bu ekonomik programın sağlıklı bir şekilde uygulanmasına bağlı olduğu unutulmamalıdır.  
Bencillik, egoizm, ferdi ve siyasi  davranmak, “Zor durumda kalsınlarda ne olursa olsun anlayışı”, “Bedelini ödesinler” yaklaşımının nelere malolacağı çok iyi hesaplanmalı. Ekonomimiz siyasi ihtirasa feda edilemeyecek kadar hassas bir durumdan geçmektedir. Karar mercii bellidir. Siyasi irade hiç olmadığı kadar güçlüdür. Ekonominin önündeki engellerin kaldırılmasında gereken destek verildiğinde eski durumumuzdan daha iyi olacağımıza inanıyorum. 
Top yekün bir ekonomik mücadelenin zaferle sonuçlanacağı hususunda kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Elbette söylenenlerin mali disiplin içinde uygulanması son derece önemlidir. Halkın bunu görmesi, hissetmesi, moral ve motivasyonu artırması açısından önemlidir. Bu da uygulanacak ekonomik modelin başaraya ulaşması, dolayısı ile Türkiye’nin düzlüğe çıkması demektir. 
Sürekli söylediğimizi tekrar söylüyoruz. “Devlet, önce kendi kurumlarında bu  “Yeni Ekonomik Model”i uygulamaya koymalı ve halk sadece kendinden fedakarlık istenmediğini görmelidir. “
SİYASİ İRADENİN ÜZERİNDE ATEŞTEN BİR GÖMLEK VADIR. YA BU GÖMLEK ONLARI YAKAR, YA DA TÜRK TARİHİNİN KAHRAMANLARINDAN BİRİ YAPAR…