Eğitimde Paradigma Değişimi...
Eğitim genel anlamda istendik davranış değişikliğidir. Bireyde İsteyerek, bilerek yeni davranışlar kazandırılması da diyebiliriz. Eğitim de temel olan istek ve eylemdir.
Toplumların eğitimdeki amacı insanların mutluluğunun esas alınmasıdır. Mutlu birey mutlu toplum huzurlu dünya demektir.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza hayatlarının her anında mutlu olacakları ve mutluluğu esasa alacakları bir eğitim sistemi kurmak hayalimiz olmalıdır. Mutluluğun esas alındığı eğitim sistemi onların hem iç dünyasında hem dış dünyasında huzuru sağlamak ve barış temelli yaşamayı hedef alarak yetişmelerini sağlayacaktır. Duygu temeli eksik olan eğitim sistemleri yaşayamaz.
Duygu temelli eğitim sistemi sanat eğitimi ile mümkündür.
Ülkemizin son yüzyılda yaşadığı hızlı değişim ailelerin eğitimde beklentilerini de değiştirmiştir.
Yeni kurulan cumhuriyetin temelinde kalkınma vardır.
1980’lerden itibaren başlayan hızlı kentleşme ailelerin çocuklarının eğitimine verdiği önemi artırmıştır. Hızla artan okullaşma oranı toplumsal mutluluk oranını aynı eksende artıramamıştır.
Eğitim seviyesi artıkça yeni problemler ortaya çıkmaya başlamış, değişimin ve gelişimin sonucunda insan sadece kendisini düşünen bencil bir varlık olmuştur.
Kalkınma odaklı cumhuriyet eğitimi, okulların istihdama açılan kapı olarak değerlendirilmesini sağlamıştır.
İyi bir diploma iyi iş olarak düşünüldüğü için aileler çocuklarının geleceğinin şekillendirilmesinde prestijli ve pahalı okulları tercih etmişlerdir.
Ülkemiz istihdam değişkenliği üniversite mezun işsiz fazlalığı ailelerin artık paradigma değişimine yönelmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Yüksek öğretimde birinci ikinci öğretim programlarının fazlalığı öğretmen kasiyer, kamu yönetimi mezunu işçi ve mimar güvenlik personel sayısını artırtmıştır.
Karnınızı doyuramazsanız aldığınız eğitimin bir önemi yoktur. Hiyerarşiler sıralamasında öncelik yiyecek, barınma ve güvenliktir. Eğitim bu ihtiyaçlara ulaşmada araçtır.
Çocuklarımızı bin bir emekle okutarak onların yetiştirildiği alanda istihdam edilmemesi onlarda aşılması zor psikolojik travmalar yaşamasına neden olmakta bu da toplumda daha derin yaralar açmaktadır.
Yukarıda açıkladığım sebeplere dayalı olarak artık gelecekte diplomaya dayalı istihdam modeli kalmadığı yetenek, arzu istek ve başarıya dayalı istihdam modeli ortaya çıktığı aşikardır.
Çocuklarımızı, mutlu ve refah düzeyi yüksek geleceğe hazırlamak istiyorsak onların yetenek eğitimine önem vermeliyiz. Kazanacakları davranışlar temel yaşam becerilerini içermeli, onların yaşamlarını idame edecekleri farklı disiplinlere odaklanmalıyız.
Her çocuk bir enstrüman çalabilmeli, bir spor disiplinine hakim olabilmeli, ilgi ve alakasına uygun bir yetenek dalında uzmanlaşabilmelidir.
Anne babalar olarak sorumluluğumuz onların hayatta kendi kendilerine problem çözme becerilenin gelişmesini sağlamak olmalıdır…
Saygılarımla …