Hakan Şahin

Hakan Şahin

EĞİTİMDE LİDERLİK VE İNİSİYATİF SORUNU

EĞİTİMDE LİDERLİK VE İNİSİYATİF SORUNU

Eğitim liderliği konusu üzerinde durulması gereken konulardan bir tanesi. Üniversiteler yüksek lisans programlarında Eğitim Yönetimi adı altında bölümler açıyorlar. Elbette bunların yapılmasın olumlu bir adımdır. Ancak yeterli değil. Eğitim liderliği konusu şimdilik akademik çalışmalarda ve kuramsal kitaplarda kalıyor. Bu çalışmalar Milli Eğitim ile koordineli bir şekilde yürütülse daha faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Hiç değilse okul müdürlerini bu sürece dahil etmek yerinde olacaktır.

Geçtiğimiz günlerde bir konferansta konuşan Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı, eğitim liderliği konusunda müdürlere sitemkar konuştu. Müdürleri eğitim sürecine dahil olmamakla eleştirdi. Eğitim sürecine aktif dahil olması amacıyla öğretmen kökenli bir müdür atadıklarını belirtti. Doğrudur, müdür sadece idari hizmetleri yerine getiren biri olmamalı. Eğitim sürecine aktif olarak katılmalı. Ancak bunu sağlamak için müdürü bu konuda yetiştirmek gerekli. Öğretmen görevde yükselip müdür oluyor. Liderlik yapabilecek yeterliliğe sahip olup olmadığı araştırılmıyor. Bu yönde bir adım atılmıyor. Müdürlüğe terfi eden öğretmen de daha önce alışkın olmadığı idari hizmetlere yoğunlaşıyor haliyle. Böylelikle de eğitimci işlevinden soyutlanmış oluyor. Bu alandaki dönüşüm ve gelişim takip edilmeli ve idarecilere gerekli eğitimler verilmeli. Ayrıca eğitim liderliği sadece müdüre devredilmemeli, bu yetki öğretmenlerle paylaşılmalıdır. Öğretmenler sınıfındaki öğrencilerine faydalı olacağına inandığı bir uygulamayı hayata geçirebilmek için müdürün ağzından çıkacak söze muhtaç bırakılmamalı.

EĞİTİM PROGRAMI ESNETİLMELİ

İl milli eğitim müdürünün değindiği bir başka konu da müfredatı yetiştirme gayreti içinde olan öğretmenlerdi. Öğretmenin müfredatı yetiştirme gayretinden sıyrılıp okul müdürüyle istişare halinde bir rapor hazırlayıp sınıfın düzeyine uygun bir program uygulayabileceğini ifade etti. Madem böyle bir seçenek var ben bunu öğretmenlerin bildiğini sanmıyorum. Çünkü her öğretmen müfredatı yetiştirip sorumluluğunu yerine getirdiğini sanıyor. Yetiştiremediğinde idare tarafından cezalandırılacağını zannediyor. Bunun bir an önce tüm okullara bildirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Öğretmenler bu haktan haberdar olursa öğretimin çok daha verimli hale geleceğine inanıyorum. Bunu öğretmenlere bildirecek olan elbette okul yöneticisi olarak müdürdür.

Kendi öğrencilik hayatımda da öğretmenler dersi müfredatı yetiştirmek için hızlı hızlı işlerdi şimdi de değişen bir şey yok gibi görünüyor. Bu memur zihniyetinden kaynaklanan bir durum. Öğretmen amirine karşı rapor verme zorunluluğu hissederek çalışıyor. Ben görevimi tam yaptım, bütün konuları yetiştirdim, sorumluluk benden kalktı diyebilmek için öğrencilerin kazanımlarını ihmal ediyor. Öğretmene da hak vermek gerekir. O da buna mecbur hissediyor kendisini. Görev tanımını bu konuları eksiksiz olarak işlemek olarak biliyor. Öğretmene gerekli inisiyatif bırakılmıyor.

 Esnek bir eğitim programı ile öğretmene bazı serbestliklerin tanıyan bir sistem oluşturulmalı. Öğretmen sınıfındaki öğrencileri çok iyi tanımalı ve ona göre programını kendisi oluşturmalı. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır anlayışından yola çıkılmalı ve tektipleşmiş eğitimden uzaklaşılmalıdır. Hangi konuları ne kadar sürüde kavratacağına kendisi karar vermeli. Elbette bazı kontrol mekanizmaları olmalı. Tamamen bir serbestlikten söz etmiyorum. Ancak bu kitap bitecek yaklaşımından tamamen uzak bir kontrol mekanizması oluşturulmalı. Böylelikle kalite artacaktır. Seviyesi düşük olan öğrenciler yapamadıkları şeylerle boğuşarak başarmaya olan inancını kaybetmeyecektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR