Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Eğitim

Eğitim

Eğitimin bütün okullarımızda Türkçe olması gerekirken bazı okullarımızda başından itibaren İngilizce olmuştur. En büyük gelişme, sahiplenme dil ile başlar. Eğitim dili yerli ve milli dil ile olmalı.

Bu sadece Türkçe olsun derken eğitim öğretim dili Türkçe olmazsa geçmişi bilmeyen, geleceği hazırlayamayan yeni nesil, yeni dili ile kültürünü değerlerini de yaşamaya başlar. Doğrusu ilim de eğitim de uygulama da Türkçe olur. Ama yeni nesil en az Türkçe'nin yanında üç beş dili ana dili gibi bilmeli, araştırmalı. Bugünün yetişeni, geleceğin ülkesinin öncüsü dünya kültür ve ilmine hâkim olmalı. Dünya insanı ama yerli ve milli değerlerine bağlı, her alanda ülkesinde dünyada her masada ortaya koyduğu ses getirsin, ışık olsun, buluş olsun, insanlığın huzurunda, mutluluğunda; özgürlüklerin yaşaması ve korunmasında dünya standartlarına göre hazırlanan, çözümler sunan, aranan, günün geleceğin sorunlarını çözen, hazırlayan uluslararası masada asıl üye olmalıdır. Geleceğin insanı bugünden hazır olmalı, kolları sıvamalı.

Geçmişte enerjimizi, gençliğimizi bir ve beraber tutamadık.

Aydın- yobaz vesaire gibi ayrıştırılarak birbirimize düşürmek için her yol denenmiştir.

Okul birincisinin ödülü kapalı olduğu için verilmediği yetmiyormuş gibi dışarı atıldı.

İkna odalarında inandıklarının inkârı istendi, gözyaşları ile kapılardan geri çevrildi. Daha sonra bu insanlar toplumda örnek insanlar oldular. Örneğin; bakan, siyasetçi, sanatçı, iş hanımı… Sevilen, örnek insanlar oldu.

Bir dönemde ülkemde kendi dilimizde eğitim öğretim her okullarda yapacağına, okulun ana dilinin İngilizce gibi yabancı diller de oldu. Beş dili ana dili gibi bilsin, ülkemde eğitim öğretim Türkçe olması yerli ve milli yapımız ve mayamızın korunması için çok elzemdir.

Okullarda yabancı dillerde eğitimle sadece eğitimde kalmadı; çocuklarımız da her alanda yayılmaya başladı. Sanata, kültüre, değerlere, yaşam değerlerine uygulamasına tesir etti.

Bir kısım bayanlarımız o dönem kıyafetleri ile gerilim de yaşadı. Toplumda uyuşmazlık başladı.

İstismarlar başladı. Bir el yaygınlaşmasını isterken, değerlerine ters diye tepki gösterdi. Bunun yanında sosyal baskı çocukları zaman zaman ortada koydu.

Günümüzde açık vardı, kapalı vardı. İki kesim aralarında barış ve kültür, değer alışverişi buluyor, yerli ve milli değerlerde ortak yollar bulunuyordu.

Türkiye'de yabancı ve yerli turizmcimiz olduğundan dolayı insanlar denizine gider, bir kısmı termal tesislere gider. Hatta denizde bile kapalı insanlar için de plajlar, oteller var. Sevabı ile günahı ile insanlar gidiyor. Kimse kimseyi rahatsız edilmiyordu. Çoğu da yabancı turizm ağırlıklı idi.

Genelde her kesim birbirlerine saygılı, birlikte ülkemizde huzurun barışın devamı için gayret gösteriyorlar. Ama plaj yaşam şeklini kıyafetini hiçbir zaman şehrin içinde kullanmadılar. Saygıda kusur olmadı.

Açık vardı, kapalı vardı. Huzur içinde birbirine yardımcı olacak şekilde yaşıyorlardı. Şimdi de Anayasa ile garanti altına alıp herkesin rahatça vatanında yaşaması istenmektedir.

Şimdi açık, kapalı dışında plaj kıyafetine yakın, kıyafetle şehirde yaygınlaştırmak, taşımak istenmektedirler. Evlatlarımız da tedirgindir. Sosyal baskı bulunmaktadır.

Kutlamalarda zaman zaman rahatsız olduğunu görüyoruz. Sosyal baskı arasında zorlanmaktadır.

Bütün kesimleri ile plajları şehre taşımadığımız gibi, huzur ve barışın korunmasında her yaşta erkek bayan gayret etmeliyiz.

Dünyanın en güzel yerinde huzurumuzu, barışımızı bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim.

Osmanlı torunu, Cumhuriyet nesli olarak ülkemizi birbirimizi anlamalı, korumalı, bir ve beraberliğimize sahip çıkmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR