“Kerkük benim, demek ayrı gördüler

Şu döşüme paslı hançer vurdular

Sanki benim öz evime girdiler

Oğlum gibi ağlayan vatan Kerkük

Soysuz ite yurt mu oldun sen Kerkük?”

Ali KINIK

Anadolu topraklarına gelip, kendimize yurt edeli neredeyse bin yıl olacak. Alparslan’la geldiğimiz bu toprakların Türk yurdu olduğunu yüz yıl önce tekrar bütün dünyaya ilan ettik. Bu topraklardaki Türk varlığından rahatsız olan mihrakların planlarını bozmayı başardık ancak Misak-ı Milli olarak adlandırdığımız kadim Türk yurtlarının hepsini işgalden kurtaramadık. İşgalden kurtaramadığımız topraklarımıza ise o günden beri sadece kan ve gözyaşı hâkim.

Kadim Türk yurdu olan Kerkük’te de zalim değişti ama zulüm değişmedi, zaman sular gibi aktı geçti ancak Türkmen analarının gözündeki yaş dinmedi. Irak’ın kuzeyindeki Türk düşmanı bölgesel yönetimin ve Irak hükümetinin Türkmenlere rağmen ve Türkmenleri göz ardı ederek aldığı karar sonucunda IKBY peşmergeleri Kerkük’teki karakolları teslim almaya başladı. Bu karar başta Türkmenler olmak üzere diğer etnik gruplar tarafından tepkiyle karşılandı ve PKK’nın da müdahalesiyle şehirde tansiyon yükseldi.

Kerkük milli bilinçten yoksun bazı çevrelerin mezhep kavgasına kurban edilecek ya da başka bir ülkenin toprak bütünlüğü kapsamında değerlendirilebilecek bir şehir değildir. Kerkük Anadolu’nun doğal bir uzantısıdır ve Kerkük’teki Türkmenlerin varlığı, Anadolu’daki Türk varlığı için hayati öneme sahiptir.
Kerkük’teki Türkmenlerin İran’ın insafına bırakılmasını da Barzanilerle iyi geçinmek uğruna kadim Türk yurdunun kurban edilmesini de asla unutmayacağız. Bu konuda soydaşlarımızın ve bizim başımızı çevirdiğimiz kurumlar suya sabuna dokunmayan açıklamalar yapmaya devam ederse bir daha ne Türklükten ne de Müslümanlıktan söz etmeye hakkımız olmaz. Türk arayan varsa Kerkük Türk’tür, Müslüman arayan varsa Kerkük Müslüman’dır ve Kerkük “Irak” değil vatandır.