Adem Çetin

Adem Çetin

Düşün(eme)mek

Düşün(eme)mek

Bu aralar galiba çok düşünüyorum. Düşünmeden de edemiyorum. Bazen çöpten kâğıt toplayan bir çocuğu, bazen dilenen yaşlı bir kadını bazen de SMA hastası bebeği için para toplayan birini gördüğümde düşünmeden edemiyorum. Ne yapabiliriz, nasıl düzeltebiliriz? Sadece onlar mı? Sokakta küçük yaşta elinde sigara ile gezenleri, kötü kelimelerle bezeli süslü cümleler kuran kız çocuklarımızı daha neler var neler…

Düşünmek ilk çağlardan beri her ilim ve bilim adamının en iyi yaptığı beceri olmuştur. Düşünmeyi düşünmek fikri de aslında yerinde bir kavramdır. Bazen kafamıza bir şey takılır ve sürekli onu düşünürüz. İşin aslı veya daha mantıklısı aslında neyi, neden düşüneceğimizi düşünsek daha faydalı şeylerin peşinden koşarız. Plan defterimize her gün on dakika düşünmek veya planlanan konu başlığını düşünmek için bir paraf açalım. Bir ay boyunca düşündüklerimizi ve tahlillerimizi defterimize yazalım. Düşünmek planlı bir çalışma olduğunda bakalım bizlere ne kazandıracaktır.

Bu aralar daha çok aşırı düşünmek, düşünme zamanı gibi kavramları sık sık duyuyoruz. Tabi ki bunların İngilizcesini… Düşünüyorum öyleyse varım. Bu cümle hep hoşuma gitmiştir. İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük özellik düşünme becerisidir. Peki en son kendimiz için neyi düşündük? Ya çocuklarımız için neyi düşündük? Çevremiz için? Ülkemiz için? Eli arttırıyorum: Dünyamız için neyi düşündük? Ben söyleyeyim sizin yerinize: günlük telaşlar, ekonomik durumlar, spor, siyaset veya ailevi dedikodular… Bunları düşündük değil mi? Belki de ben yanılıyorumdur…

Gelelim çocuklarımıza ve onlara soralım düşündüğü en önemli mesele nedir? Çoğu zaman çocuklarımıza kızarken ne kadar düşüncesiz olduklarını söyleriz. Peki, kime göre, neye göre düşüncesiz? Sizinle aynı hayatı yaşamamış, aynı kültürel değerlere sahip olmamış, aynı dereden su içmemiş, karlı yollarda yürümemiş, hayatı öğrenecek alanları görememiş, açlık, susuzluk ve yokluk görmemiş birinin sizin gibi düşünmesi mümkün müdür? Sizin gibi düşünmeyenler ya da düşünemeyenler, sizce düşüncesiz midir? Evrensel düşünce yapısı içinde olanlara elbette sahip olmalıdır ama genel bir düşünceli veya düşüncesiz kavramından söz etmemiz mümkün de değildir.

Düşünce sistemi için en verimli beslenme yöntemi kitap okumaktır. Felsefe, sosyoloji, kişisel gelişim, psikoloji ve tarih önemli bir düşünme becerisi kazanma alanıdır. Okuma deyince akla roman okumanın gelmesi de aslında düşünce yapımızın cahil kalmasındandır. Çocuklarımıza kazandırmamız gereken en önemli mesele olayları doğru düşünmeyi ve yorumlamayı öğretecek yollar göstermektir.

Gelelim Ramazan ayına ve düşünmeyi burada da sorgulayalım. Eskiden diye başlayan cümlelerde sokakta herkesin herkese saygı duyduğu bir ortamdan bahsedilir. Yeni zaman diliminde ise oruç tutmayanların tutanlara şöyle bir sitemi vardır. “Tutmayanlara da saygı gösterin ne de olsa bu benim seçimim diyor.” Böyle düşünenlere ne diyebilirim diye düşündüm ama ben bulamadım. Düşünmeye devam belki de onlar haklıdır. Bilemedim…

Dünyadaki en büyük gelişmeler, ilim, bilim hatta en büyük sorunlar bile bir düşüncenin ürünüdür. Doğru ve evrensel değerler üzerine kurulmayan düşünceler hep topluma zarar vermiştir. İki dünya savaşı gördük belki üçüncü yakındır. Kimileri de dünya nüfusu fazla ve azalmalıdır diyor. Kimileri de dünya yaşanmaz oldu yeni bir gezegen lazım diyor. Biz de kendi dünyamızdan rahatsız oluyoruz, işimizi, çevremizi ve ailemizi beğenmiyoruz. Acaba bizden daha iyi olanlara bakarak mı düşünmeli yoksa bizden daha kötü durumda olanlara bakarak mı düşünmeliyiz?

Geçenlerde okuduğum güzel bir cümle ile bitirelim: Küçükken düşünce acıyordu şimdi düşününce…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR