İbrahim Demirkan

İbrahim Demirkan

DOĞRULUĞU KUŞANMAK: ŞEDELEZADELER

DOĞRULUĞU KUŞANMAK: ŞEDELEZADELER

Ahilik deyince aklıma ya Ankara ya Kırşehir gelirdi ama bundan sonra başka bir şehir daha hafızamda yer etti. Bu şehir Elazığ. Elazığ’ın Ahilik’le alakası nedir demeyin. Bu konuda önemli bir çalışmadan bahsedeceğim. 
Çankaya Cumhuriyet Mesleki Teknik Lisesi Müdürü Fahmettin Aydın’ın Elazığ-Harput’lu Ahi bir ailenin 1750’den günümüze kadar izini sürdüğü Şedelezadeler adlı kitabı çıktı.
F.Aydın’ın Osmanlı kültürüne olan vukufiyeti ve arşivlerde yaptığı çalışmayla ortaya koyduğu bu kitap dünya hayatının faniliğini anlamak isteyenler için güzel bir eser.
Şedelezadeler ailesinin ilk izini Napolyan’la Mısırda savaşan ve esir  düşen dedeleriyle başlatan Aydın  ailenin kişisel tarihini o dönemde yaşanan siyasal ve sosyal  olaylarla harmanlayarak etkileyici bir şekilde anlatmış.
Kitapta birbirinden ilginç bilgiler var.
Aydın, Ahiliğin eski dönemde ticaret merkezi olan Harputta’da etkili olduğunu söyleyerek o dönemden günümüze kalan kültürel unsurların kökenleri ve anlamları hakkında ilginç bilgiler veriyor.
İlk önce Şedelezadenin anlamının Arapça Şedd yani bağlamak sıkı bağlamak kelimesinden geldiğini belirterek bu kelimenin Ahilikteki kuşak bağlama adetinden geldiğini belirtiyor. Kuşak bağlama merasimi  bilindiği gibi ahilik törenlerinde hep icra edilir. (Sh.24-25)
Yine Elazığ’da bir zaman çok kullanılan sekiz köşeli şapkanın sekiz köşesinin ahilikteki sekiz umdeden kaynaklanabileceğini belirtmeside  ilginç bir iddia.
Son olarak herkesin dikkatini çekeceği bir kelime çözümlemesine gelelim;Gakkoş.
Aydın ‘Kelimenin aslı “Gakko” olmalıdır.Yiğit,kardeş anlamlarına gelmektedir.Bu kavramın da Ahilikten kalma bir kavram olduğunu söylersek yanılmış olmayız.Tıpkı feta’nın yiğit,ahi’nin kardeş anlamında kullanılması gibi.’diyerek ilginç bir tespitte bulunuyor.
Kitap yüzyıllarca devam etmiş olan ailenin ve Osmanlı topraklarının hikayesini  190 sahifede resimlerle,arşiv belgeleriyle özetliyor.
Osmanlı döneminde bir vatan müdafii olan aile Cumhuriyet döneminde idarecilik vasfını yitirmiyor. Elazığ’da belediye başkanlığı da yapıyorlar. Yalnız Cumhuriyetin kuruluşunda şapka inkılabı gibi inkılaplar sonrasında  tornadan çıkmış tek tip insan projesini yansıtan aile fotoğraflarına burada da rastlıyoruz. Gayet asri ve batılı bir görünüm. Gerçi aile soyadı kanunundan sonra köklerinde kopmak istemediklerini söylerek devrin CHP valisinin ‘Şedele soyadını alamazsınız çünkü Arapça’ inadına karşı büyük bir mücadele vererek soyadlarını  alıyorlar. Bu da köklerinden kopartılmak istenen Anadolu halkının aslında hiçte bu duruma razı olmadığını gösteren ibret amiz bir hatıra olarak duruyor. Kemalizmin dünyayı imar edelim derken ahiret yıkan uygulamaları akla geliyor.
Kitap kapağındaki özensizlik dikkatimi çekti birde dizgideki ufak tefek hatalar. Şedelezadeler’in bir kısmı İstanbul’da matbaacıymış bu yüzden matbaacı bir aileye yakışmamış doğrusu benden söylemesi. Bu arada aile bu kitabı ihracat yaptığı ülkelerin diline çevirip yayınlasa 400 yıllık bir müesseseyiz biz aslında diyerek marka değerini bir hayli yükseltebilir bu da parayla bile alınamayacak manevi ve kültürel bir zenginlik.
Yazının başında dediğim gibi dünyanın faniliğini anlamak isteyenler için müesser bir eser koymuş ortaya Fahmettin Aydın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR