Altınköy…

Veysel Tiryaki’nin Başkent’e, Türkiye’ye kazandırdığı muhteşem bir doğal yaşam alanı. 

Vatandaş buraya büyük ilgi gösteriyor. 

Altındağ Belediyesi de, Ramazan boyunca Altınköy’ü gece 24.00’e kadar açık tutma kararı almış.

Ne güzel…

İnsanlar burayı “ağızları açık” olarak gezip, o güzelliği maksimum tadabilecekler. 

Haberi okuyunca mutlu oldum; “Altınköy’ü bir kez de iftar sonrası görmek nasip olur inşallah” diye iç geçirdim. 
Malum günümüzde insanların bağa, bahçeye ilgisi yükselişte. 

Toprakla haşır neşir olmanın; sebze yetiştirip, tavuk, ördek, kaz beslemenin zevkini yaşayanların, özlemini çekenlerin sayısı günden güne artıyor. 

Bu genel bir “doğal”a dönüş süreci bence.

Şehir hayatı artık çekilmez gelebiliyor… Kirli hava, araç gürültüsü, yoğun iş stresi… İmkan ölçüsünde bunlardan kaçıp, “doğa”ya, “doğal”a yönelmek istiyoruz. 

Bu noktada örneğin Başkent’te, hobi bahçeciliği büyük bir gelişim içinde. 

Ankara’nın dört bir yanında hobi bahçeleri oluşturuluyor ve bunlar ülke olarak içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıya rağmen müşteri buluyor. 

Geçen gün Nisan 2019’da gerçekleşen konut satışı istatistikleri açıklandı.  2018’in Nisan ayına oranla yüzde 18’lik bir düşüş yaşandı. Geçen yıl da 2017’ye oranla düşüş olmuştu. 

Ama hobi bahçeleri öyle mi? 

Kriz miriz dinlemiyor… Hızla sahibini buluyor, el değiştiriyor. 

Tabi bunda İmar Barışı’nın etkisi de yok değil. 

***
Değerli okurlar, “eskiye”, “doğa”ya, “doğal”a rağbetin artması, sadece bizim gözlemimiz değil. 

Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkanı Fehmi Kiraz’ın, önceki gün yaptığı açıklama da bizi doğruluyor. 

Fehmi Bey, diyor ki:

"Çiftçilerimiz üretime devam etsin, köylerini terk etmesin. Çiftçilik ve tarımsal üretim birkaç yıl sonra daha fazla kar getirecek. Gıda, dünyada ve Türkiye'de önemli hale geliyor. Bu üretim de çiftçiler tarafından sağlanıyor. Önümüzdeki dönemde en güzel meslek çiftçilik olacak. Orta vadede çiftçilik ve tarımsal üretim kazançlı ve önemli hale gelecek." 

Aynen öyle. 

İnsanlarımız asla köyünü terk etmemeli; asla üretime son vermemeli. 

Bugün ciddi bir kazanım sağlamıyor olabilirler… Ama günden güne kıymetlenecek, köy yaşamı ve çiftçilik… 

Eminim ki, bugün büyük şehirlerde hobi bahçeciliğine yönelmiş olan vatandaşlar imkanları olsa köylerine çevirirler yüzlerini. 

Bugün için bu mümkün değilse bile ilerde mutlaka bunu deneyeceklerdir. 

İmkanı olan bunu yapıyor zaten. 

Vatandaşlardan duyuyorum, çevremden görüyorum… Başkent’te yaşıyor, burada oturmuş bir işi de var lakin ilerisi için köyüne yatırım yapma gereği duyuyor; tarla alıyor, bağ-bahçe alıyor, ev yapıyor.

Çünkü insanlık modern yaşama, teknolojiye doydu artık.

“Doğa” ve “doğal”ı arıyor; iyi de ediyor.

***

TAPUYA ASFALT ŞERHİ

Bu arada, gerek Melih Bey döneminde, gerekse Mustafa Tuna bey döneminde sık sık gündeme getirip, “kaldırın şunu” diye serzenişte bulunduğum “asfalt parası” mevzusunun, yeni yönetimce çözüme kavuşturulduğuna şahitlik ediyoruz.

Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Büyükşehir’in “asfalt parası” uygulamasına son verirken, asıl önemli olan tapulardaki şerhlerin de kaldırıldığını açıklamış. 

Gökçek’in icadı olan bu uygulama başlı başına bir “soygun”du; haliyle vatandaş büyük tepki gösteriyor ve son ana kadar bu paraları ödemedi, ödemiyordu. Gökçek de bunun üzerine, vatandaşın evinin tapusuna şerh koydurmuş, ola ki evinizi satarsanız tapuda karşınıza çıkarıyor ve Büyükşehir bu parayı sizden söke söke alıyordu. 

İşte bu şerhler kaldırılmış. 

Ne diyeyim, Allah razı olsun.