Din görevlilerinin hayat riskleri
Ülkemiz devlet bazında uluslararası ILO normlarına uyumluluğu hedef edinse de, kişisel eğitimsizlik ve toplum odaklı patron-işçi ayırımı seneniyle ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. İş kazalarının oluşma sebeplerine bakıldığı zaman güvenlik zafiyetinin olması, standartlara uymayan malzemelerin kullanımı ve kişisel yaklaşımlardan dolayı inisiyatifin görselde değil, söylevle sonuçlana bilmesi.
Son günlerde maden ocaklarındaki kazaların en büyük sebeplerinden bir tanesi, gerekli kontrollerin yapılmaması, maden ocaklarına inmeden söz konusu mühendislerin söylemlerine itibar edilmesi. İş güvenliği açısından son derece yanlış ve hastalıklı olan bu düşünce şekli sebebiyle kazaların yaşanması kaçınılmazdır.. Diyanet alanında çalışanların göndermiş olduğu yoğun mailler doğrultusunda bu yazıyı yazma gereği hissettim.
İmamların iş güvenliğinin olmamasını konu edinen yazımızı örneklerle sıralamakta fayda görüyorum.
Ücra yerlerde bulunan, jandarma ve emniyet güçlerinin olmadığı köylerde terör, husümet ve içki müptelalarının verdiği zarar karşısında savunmasız olmaları,
Söz konusu camiler projelendirilmeden mimar kontrolünden geçmeden gereken özellikleri taşımadığı bilinmektedir. Özellikle belde ve köylerde iptidai yapı denilecek şekilde imar edilen camilerde yangın için gerekli tedbirin düşünülmediği
Gasil işlerini yerine getirecek görevlilerin sağlık yönünden koruma altında olmadıkları da bir gerçektir.
Hayatını kaybetmiş olan kişilerin dini vecibeler çerçevesinde gaslinin yapılması esastır. Gasil işlemi yapılması gereken hastanın bulaşıcı bir hastalıktan dolayı ölümü halinde gasil esnasında yıkayıcının ciddi risk altında olabileceği bu güne kadar dikkate alınmayan bir husustur.
Cenaze yıkama yerlerinin hijyen standartlarına uymaması bu konuda gerekli önlemlerin alınmaması bu konuda okurlarımızla paylaşmayı gerekli gördüğüm Ankara’da yaşanmış olan bir vakayı sizlerle paylaşmak isterim.
‘‘Yurt dışında vefat etmiş olan bir kişi ailesi tarafından Ankara’da bir hastane morguna alınıyor. Cenaze sahipleri kendi köylerindeki cami imamını söz konusu cenazeyi yıkamak için Ankara’ya getiriyor. İmam cenazeyi yıkadıktan sonra tekrar köyüne dönerken hastane yetkilileri imamı acil hastaneye geri çağırıyor. Hastanın ölüm sebebini sorduklarında imam kendisinin bilgilendirilmediğini ifade ediyor. Hastane yönetimi imamın AİDS’ten dolayı öldüğünü söylüyor ve imamı müşahede altında tutuyorlar. İki sene boyunca hastane kontrollerine giden imam aile huzuru konusunda ciddi sorunlar yaşıyor. Daha sonrasında hem hastaneden hem de söz konusu cenaze sahiplerinden davacı olan imam halen psikolojik tedavi görüyor’’
Ölüm raporunu veren kurumun ölen kişinin ölüm sebebi raporunda bulaşıcı hastalık sebebiyle vefat edip etmediği yıkanma anında dikkat edilmesi zaruri olan halleri de derç etmesi zarureti doğmaktadır.
İş kazaları için yeterli olmayan hususlar Avrupa standartlarına uyum sürecini hızlandırmaya dönük hazırlanmıştır. Bu konu sadece yazı ve maddeler üzerinde kalmıştır.2010 yılından bu güne 62 Bin 903 İş kazası ülkemizde olurken herhangi bir Avrupa ülkesinde bu sayı tek rakamlıdır.533 Bin meslek hastalığı mağdurumuz varken 1.454 kişi meslek hastalıklarından dolayı hayatını kaybetmiştir. İş güvenliği sebebiyle vefat eden imam sayısı ise Diyanet İşleri Başkanlığının açıklaması gereken bir konudur. Son olarak iş sağlığı konuları meslek ayırımı yapmadan, işçi ve memur çalışan her zaman risk altındadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.