Dikkatli olun...
Türkiye'de Ankara merkezli olan saldırılar bir korkutma eğilimi taşıyor. Güç gösterileri içerisinde olan şer güçler birbirine kenetli olan Türkiye halkını korkutmak istiyor. Bu güne kadar dağlık alanlarda olası gücünü kaybeden PKK farklı bir yöntemle metropolleri hedef alıyor. PKK-PYD özellikle taşra yapısını metropollere sürüklerlerken yine büyük bir oyalama taktiği güdüyor. Diyarbakır ve Cizre'de bu güne kadar gerçekleştirilen kanal operasyonları ciddi manada bir oyalamayı kendisinde barındırıyor. 17 Aralık’tan itibaren ülkemiz üzerinde oynanan oyunların geneline bakıldığında ülke yönetimine karşı sürekli bir güvensizlik algısı oluşturuluyor.
Bu algının sözcülüğünü yapanlar ise adeta şer odaklara sözcülük yapıyor. Bugün Ankara'da yaşayan olaylardan hemen sonra ortaya çıkıp gündemi güvensizleştirenler eminim ki ülke menfaatleri için cümle kuranlardan değil. Merhum Erbakan hocanın dediği gibi, gün eğer ki Suriye olursa bilin ki mesele Türkiye'dir demişti. Bugün meselenin Türkiye olduğundan eminiz ama, oyalama taktiği güdenlerin esas gayesinin 17 Aralık’tan itibaren başladığı apaçık ortada. Bugün 17 Aralık’tan sonra yaşanılan bütün olaylara bakacak olursanız, meselenin siyasi tarafını görünürde hedef gösterip ciddi bir soykırım söz konusu. Erdoğan'ı ve Ak Parti’yi itibarsızlaştırma eğilimi paralel yapıyla başlayan kavgayla aynı tarihlere denk geliyor. 2002’de kurulmuş olan bir partinin bugün ülke gündemine sürekli sıkıntılarla lanse edilmeye çalışılması büyük bir rastlantı değil. Dün beşli çete olarak Devleti tanzim edenlerin yerini yine bugün farklı bir beşli çete ele almış durumda. PKK-PYD-Paralel Yapı-CHP ve HDP dün boşalan yeri bugün doldurduğu aşikar. Fakat dünden farklı olan bazı gerçekler var.
Dün devletin çoban, halkın sürü olduğu algısı yerine, bugün halka sırtını dayamış, halktan gücünü alan bir yapı söz konusu. Şer güçlerin zorlanmasının esas sebebi ülkenin Atiye dayanan geçmişine bağlılığıdır. Bu bağlılık cumhuriyet döneminin öncesidir. Bugün ülke gündemini meşgul eden yeni anayasanın konuşulması gündemi ciddi manada rahatsız etmiş, gündemi farklı yerlere çekmeye çalışan sihirli bir el ülkede gündemi oluşturmaya çalışıyor. Görünen tablo PYD'nin terör örgütü olup olmadığı tartışılırken, sihirli ellerin ulusal medyaya sırf bu tartışmalar var diye devletin bunu kendi halkına yaptığı algısı ile yeni bir iftira, yeni bir algı söz konusu olabilir. Bu saldırıların detaylandırılması Avrupa basınında diktatör algısı olarak servis edilecektir. Bugün ülkede yeni bir anayasa tartışmaları, yeni bir demokratik yapı demektir. 1961 ve 1982 anayasalarının oluşturduğu tek tip insan modelini yıkmayı hedefler. Memuru tek kalıp, işçisi tek kalıp olan bu sistemin yıkılması hususunda rahatsız olanlara iyi bakmak lazım. Artık Türkiye'nin en batısında yaşanan bir olayın en doğusu ile doğrudan bağlantılı olabileceği unutulmamalıdır. Ankara'nın göbeğine kadar gelebiliriz diyen, siyasi ve sosyolojik dengeleri hedef alanlar saldırıdaki ölümleri sembolik, mesajları ise ideolojik bir alana sürüklemekte.
Bu durumda dünden daha farklı olarak ülkeye daha fazla bağlanmalı. Devlet ve halk iş birliği hiç olmadığı kadar daha da güçlü olmalı. Şer her zaman yıkımları hedef alırken bizler bir ve bütün olup devlet zırhımızı giyinmeliyiz. Devletçilik yapısını tamamlayan bir ülke olarak sözde değil, özde oluşacak ciddi bir bağlılıkla şer güçlere geçit vermeyiz. Bu zırh İslam’ın ve devletin koruyucu zırhıdır.
Ülkem için dua ile....
OSMAN DOĞAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.