Coca Cola sadece “içecek” değildir
Son dönemde ekonomimiz üzerinde oynanan oyunlar, dövizde yaşanan değişimler malum.
Bu süreçte baş rol oyuncu konumunda bulunan ABD’ye tepkimiz sürüyor.
Türkiye olarak küstah Amerika’ya tepkide bu kez “söz”ün ötesine geçerek, aynı yöntemlerle cevap verdik, veriyoruz.
Elhamdülillah.
Vergi misillemesi örneğin, son derece yerinde bir karardı.
Sen Türk mallarının ülkene girişine zorluk çıkarırsan, biz de Amerikan mallarının ülkemize girişine zorluk çıkarırız; buna sonuna kadar hakkımız var; bunda sonuna kadar haklıyız.
Bunun yanı sıra Amerikan menşeli mallara doğrudan boykot konusu, bir diğer önemli husus.
Devletimiz, hükümetimiz bu konuda örnek bile verdi; “iPhone telefon.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika'nın elektronik ürünlerine boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemizde Venus var, Vestel var” dedi.
Cumhurbaşkanımızın bu sözleri üzerine halkımız arasında iPhone telefonlara karşı bir tepki oluştu. Eminim ki satışları ciddi oranda düşüşe geçti.
Hayatımızdaki Amerikan menşeli elektronik ürünler iPhone ile sınırlı mıdır, değil elbette.
Fakat devletimizden liste yayınlamasını bekleyemeyiz. Her bir Türk vatandaşı olarak bilinçli tüketici olmak durumundayız.
Aldığımız temel ürünlerin menşeini kontrol edip, küresel ölçekteki rolüne kafa yormalıyız.
Mesela Coca Cola; Amerikan menşeili bir “içecektir” ve bunu hepimiz biliriz.
Peki ya “Coca Cola sadece bir içecek midir” sorusunun cevabını biliyor muyuz; bu soruya kafa yoruyor muyuz?
Aslında “bilinçli tüketici” olmanın yolu, kimilerimizin belki de garipseyip, son derece yersiz bulduğu bu ve benzeri sorular üzerine kafa yormaktan geçer.
Gelin hep birlikte düşünelim: Coca Cola sadece bir “içecek” midir?
Hayır, değildir.
Formülünün gizli oluşu, kafein içerdiği için bağımlılık yapması, kansere varan hastalıklara neden olabilmesi ve gelirinin bir kısmını İsrail’e aktardığı iddialarını geçtik…
Coca Cola, Amerikan emperyalizminin ekonomik ve kültürel sömürü aracıdır, nokta.
Daha söze gerek var mı?
Bu noktada, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun kaçak sigaraya dair yaptığı “Alınan tek bir dal kaçak sigara bile terör örgütünün (PKK) değirmenine su taşımaktadır” tespitini Coca Cola olayına uyarlarsak, ortaya şu sonuç çıkar:
“Alınan her bir Coca Cola, Amerikan’ın emperyalist sömürü düzeni değirmenine su taşımaktadır.”
Gördüğünüz gibi durum bu kadar vahimdir.
Öyleyse bu “taşımacılık”tan geri durmamız gerekir.
Bunun için devletimiz esnafımıza, vatandaşlarımıza yardımcı olmalıdır.
Bir kere bu Coca Cola devletimiz nazarında bu kadar “akredite” olmamalıdır.
Ülkemizde “Ya Allah Bismillah” diyerek Coca Cola fabrikası açmak ne demek? Bu ve benzeri yanlışları sadece bugün için değil, tümden bırakmalıyız.
Coca Cola, elindeki devasa güç ve imkanla marketlerimizi, büfelerimizi adeta kendine esir etmiş durumda; alternatif yerli-milli içeceklerimizi ezim ezim eziyor…
Ülker, Cola Turka’yı üretmeye başladığında “Niye Cola Turka satmıyor da sadece Coca Cola satıyorsunuz” diye sorduğum marketlerden pek çoğundan “Coca Cola müsaade etmiyor. Benim de koskoca Coca Cola’ya direnme şansım olmuyor” cevabını aldığımı hatırlıyorum.
Bu cevap karşısında esnafa da bir şey diyemiyorsunuz. Coca Cola’cıların imkanı çok büyük, yığıyor eşantiyonları, takıyor tabelaları, döşüyor dolapları vs. Ve şartlar koşuyor… Esnaf Coca Cola’nın bu gücü karşısında “istemem, kabul etmem” deme şansı bulamazken; ortaya çıkan tablo yerli-milli alternatif içecek firmalarının direncini kırıyor. Yine, pekçok kamu kurumunun kantinlerinde, yemekhanelerinde bu “içeceğin” baş köşelerde reklam ve satımlarının yapıldığı da bir gerçek.
Sonuç olarak tablo ortada:
İçecek bir şey almak istediğimizde ne yana dönsek karşımıza Coca Cola çıkıyor. Gerek esnaf olarak, gerek lokantalar olarak ve gerekse vatandaşlar olarak Coca Cola ile kuşatılmış durumdayız adeta.
Kimilerimiz “Vatandaş almasa, içmese, böyle olmaz” diye düşünebilir. “Tercih” faktörü de önemli tabi. Ancak “tercih”lerin “arz gücü”yle bağlantısını es geçmemeliyiz. Adamlar çevrelemişler her tarafımızı, bir noktada “başka”sını tercih edemiyor insan.
Bu gidişe dur demedikçe, ileride evlerimizde musluklarımızdan bile ücretli Coca Cola akar hale gelirsek, hiç şaşırmam.
Bu tablo ne tek başına devletin, ne de tek başına milletin eseri!
Hepimizin ortak sorunu bu.
Dolayısıyla herkese görev düşüyor.
ABD’ye verilecek en büyük cevap, Coca Cola’nın hayatımızdan çıkarılması olacaktır.
Devlet de millet de bu noktada üzerine düşeni yapmalı.
Devlet, kamu kurumları Coca Cola’yı akredite olmaktan çıkarmalı; bu “içeceğe” ciddi bir mesafe koymalıdır.
Esnaf ve vatandaşlar da inatla, sabırla, fedakarlıkla Coca Cola’yı hayatından tümden söküp atmalıdır.
Haydi göreve.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.