Ülkemizde adaletsizlik sadece hukuk sisteminde değil gelir, vergi ve ceza sisteminde de var. Asgari ücretten gelir vergisi kesilen bir memlekette, cezalar da adaletli değil.  Mesela emniyet personeli çakarlı araç denetimi yapıyor, adamın altında 2 milyonluk araba var, bin lira ceza kesiliyor. Yine aynı şekilde 50 bin liralık araca binen vatandaşa da bin liralık ceza kesiliyor. Geliri az olanın bu ceza umurunda oluyor ama geliri fazla olanın pekte umurunda olmuyor. Bu yüzden cezanın kime göre caydırıcı olup olmadığı tartışma konusu. 

Yine aynı şekilde İstanbul’da taksi denetimi yapılıyor, taksiciye usulsüzlükten 940 lira ceza kesiliyor. Şoför çıkıyor pişkin pişkin bir de demeç veriyor; “ne olacak o parayı bir günde kazanıyorum” diyor.  Buradan ne anlıyoruz, “ben aynı usulsüzlüğü yine yapmaya devam edeceğim, çünkü cezanız caydırıcı değil” demek istiyor. 
Mesela geçtiğimiz günlerde İsviçreli bir iş kadınına hız limitini aştığı için 192 bin 825 Euro para cezası kesildi. Olur mu böyle bir ceza diyorsunuz değil mi? Evet, olur. Çünkü İsviçre’de trafik cezaları mal varlığı üzerinden hesaplanıyor.

Mahkeme, yaklaşık 12 milyon Euro mal varlığı bulunduğu ifade edilen kadına, başlangıçta 370 bin Euro’dan fazla para cezası vermiş. İtiraz sonrası ceza bu rakama düşürülmüş. İşte adalet budur. Adalet asgari ücret alan ile milyonlarca mal varlığı olana aynı cezayı kesmek değildir. Adalet mal varlığı çok olana vergi affı getirerek, yükü az gelirli vatandaşlara bindirmek hiç değildir.