Son dönemlerde büyük şeytan hiç bu kadar bölgesel bunalıma girmemişti. Bölgeler üzerinde uygulamaya çalıştığı kirli senaryoların hepsi deşifre oldu. Bir bölgeyle ilişki kuran büyük şeytan sadece ülke yönetimleriyle değil, o bölgelerde bulunan terör örgütlerini de kendi çıkarları doğrultusunda her zaman nasıl kullanması gerektiği konusunda çalışmalar yaptı.

Bu zamana kadar hiçbir ABD yönetimi, dünyanın gözünün içine baka baka bir müttefikine karşı teröre apaçık destek vermedi. Sözde müttefikimiz olan büyük şeytanın terör örgütlerine yapmış olduğu silah sevkiyatını duyamayan kalmadı. Terör örgütleri üzerinden müttefik olarak tanımladığı ülkeye karşı büyük bir saldırı hazırlığına ortak oldu.

Müttefik olduğu ülkenin şehirlerine ağır silahların sokulmasına göz yumdu. İç savaş çıkarmak amacıyla vatandaşlarını hedef olarak gördüğü apaçık ortada. Eli kanlı terör örgütlerinin yöneticilerini yaptığı sivil katliamları karşısında sesini çıkarmadığı gibi böylesine korunduğu hiçbir zaman görülmedi.

Büyük şeytanla olan ilişkilerimiz hiç bu kadar derinden sarsılmadı ve gerilemedi. Ortadoğu politikaları konusunda rezillikler ve pervasızlıklar ortada. Görünen tabloya bakacak olursak, büyük şeytanın tek hedefi Suriye’yi parçalamak ve Türkiye’yi kuşatmak. Kendi müttefikini vuracak kadar şirazesi kayan büyük şeytanın bu saatten sonra neler yapabileceğini düşünemiyorum.

Ortadoğu’yu cehenneme çevirenler, bir terör örgütünü müttefik ilan etmiş durumda. Her hafta helikopterlerle Suriye’nin en kritik bölgelerine silah sevkiyatı yapılıyor. Yanan ateşi körükleyerek ilk önce Suriye’nin parçalanmasını ardından, Türkiye’nin etrafını kuşatmanın planları uygulanıyor.

Ortada belgeler fotoğraflar varken büyük şeytanın büyükelçisi hala büyük bir yüzsüzlük içinde “Yapmadık”, “Vermedik” diye biliyor. Bu silahların PKK’ya sevk edildiğini bildiğimiz halde skandal bir açıklamayla resmen bizimle dalga geçiyor.

15 Temmuz’da paralel ihanet çetesi FETÖ’yü kullanarak Türkiye’ye saldıran gücün ardından kimin olduğunu biliyoruz. Gözlerini bile kırpmadan bu vatanın evlatları tek tek şehit edildi. İçeriden FETÖ’yle vurulduk, dışarıda Suriye’deki terörle kuşatılmaya çalışıldık.

Obama yönetiminde dünyada güzel gelişmelerin olacağını umut edenlerin hayal kırıklıklarını biliyoruz. Trump’ın döneminde nelerin olacağını bekleyip göreceğiz. Artık Suriye savaşı yok, küresel hesaplaşma var. Suriye savaşının kazananı olmayacak. Kaybeden aslında bütün bölge ülkeleri olacak.

Suriye’de yaşananlar Suriye’nin ötesine çıktı. Küresel bir hesaplaşma ve ülkelerin birbirlerine güç gösterisi yaptığını görüyoruz. Doğu ve batı arasındaki kırılma noktası olan Suriye’de ABD’nin elinde bulunan terör kartı bir an önce boşa çıkartılmalı. Eğer bu gerçekleşmediği takdirde, Suriye meselesi, küresel ölçekte çatışmalara, kırılmalara, krizlere neden olacak, Suriye ölçeğinin çok ötesinde yıkımlara yol açacak.

Batının bölgeyi yıkım projesini durdurmanın ve Türkiye’yi saldırı altından kurtulmasının tek yolu budur.