Büyük Beşli’nin Beş Gözlü Canavarı – 1
Dr. Michal Kosinski henüz 34 yaşında bir yardımcı doçent. Ancak gencecik yaşına rağmen başardıkları ile ismi, şimdiden Steve Jobs, Bill Gates, Mark Zuckerberg gibi isimlerle beraber anılmaya başladı.
İleride bu isimler dijital faşizmin sinsi mimarları veya Orwell’in haber verdiği anti ütopyanın korkunç mühendisleri olarak anılırlar mı bilemeyiz ama bugün için tüm dünyanın rol modelleri haline gelmiş vaziyetteler.
Peki, kim bu Kozinski?
Varşova’da psikoloji yüksek lisansını tamamlayan Michal Kosinski, 2008 yılında Cambridge üniversitesinde psikometri alanında doktoraya kabul alır. Cambridge üniversitesi psikometri konusunda dünyanın en eski ve köklü çalışmalarının yapıldığı yerdir. David Stillwell isimli arkadaşıyla birlikte o günlerde henüz bebeklik çağını yaşayan facebook üzerinde, “MyPersonality” isimli bir uygulama geliştirir. Bu uygulama, psikolojide şahsiyet özelliklerini ölçmek için yaygın olarak kullanılan meşhur “Beş Büyük Kişilik Özelliği” teorisinin uygulandığı basit bir anketten öte bir şey değildir.
"Büyük Beş" kişilik özelliği, deneysel araştırma ile keşfedilmiş, öne çıkan beş kişilik boyutudur. Bu modelin ortaya çıkışının hikâyesi oldukça ilginç. Kozinski’nin hikâyesine devam etmeden önce biraz da bu hikâyeden bahsetmekte fayda var.
Sir Francis Galton’un, kişilik farklılıklarının zamanla dilde işlenmiş hale geleceğini ilk fark eden bilim adamı olduğu ileri sürülür. 1844 yılında Cambridge Üniversitesinden mezun olan, 1909 yılında 87 yaşında “sör” ilan edilen Galton insanları birbirlerinden ayrıştıran özelliklere kafa yormuştu. Yalnız başında başka bir yazının konusu olabilecek bu üstün zekâlı adam (iq’sunun 200 civarında olduğu tahmin ediliyor), güzelliğin coğrafi dağılımını çalışmış, İngiltere’nin güzellik haritası oluşturmuştu. İdam mahkûmlarını asmak için gerekli olan ipin kalınlığını ve uzunluğunun tam ölçüsünü hesaplamış, insanların sofra arkadaşlarına doğru ne kadar eğildiğini anlamak için sandalye ayaklarındaki basıncı ölçen, kadınların vücut ölçülerini uzaktan belirleyen aletler icat etmişti. Araştırdığı alanlar arasında parmak izi (Scotland Yard daha sonra bunu kimlik saptamasına uyarladı), moda, kilo artışı, ırkların geleceği ve duanın etkisi vardı. Bu çok yönlü ve yaratıcı adam, dili örnekleyerek insan kişilik özelliklerinin ayrıntılı bir sınıflandırması yapılabileceğini, başka bir deyişle, bir kişinin şahsiyeti hakkında, sadece kişinin kullandığı dil incelenerek çok isabetli sonuçlar elde edilebileceğini söylemişti. Bu fikirlere “Lexical hypothesis” ismi verildi.
Konu 1933 yılında, Amerikan psikometrisinin kurucularından sayılan Louis Leon Thurstone tarafından yeniden gündeme getirildi.
1936 yılında, Gordon Allport ve H. S. Odbert isimli araştırmacılar bu teoriyi uygulamaya koydular. İkili, o zaman mevcut olan en ayrıntılı iki İngilizce sözlüğü üzerinde çalıştılar ve 17,953 kişilik-tanımlayıcı sözcük çıkardılar. Daha sonra bu büyük listeyi, gözlemlenebilir ve görece kalıcı olduğuna inandıkları 4,504 sıfata indirgediler.
Kişilik ve mizacın temel boyutları, motivasyon ve duygunun dinamik boyutları, kişiliğin klinik boyutları, grup ve sosyal davranış kalıpları gibi psikolojinin birçok alanında yaptığı keşif ve araştırmalarla tanınan Meşhur psikolog Raymond Cattell 1940'larda Allport-Odbert listesini edindi, psikolojik araştırmalardan gelen bazı terimleri ekledi ve eşanlamlıları eleyerek toplamı 171'e indirdi. Daha sonra deneklerden tanıdıkları insanları bu sıfatlarla oylamalarını istedi ve bu oylamaları analiz etti. Cattell, "kişilik küresi" olarak adlandırdığı, 35 büyük kişilik özelliği öbeğini belirledi.
1961 yılında, Ernest Tupes ve Raymond Christal isimli iki Amerikan Hava Kuvvetleri araştırmacısı, Cattell'in kişilik ölçeğini baz alıp sekiz büyük örnekten gelen kişilik verisini incelediler. Araştırmaları sonucunda beş büyük etmenin, büyük bir kişilik verisi kümesini karşılayabilecek kadar yeterli olduğunu keşfettiler. Lewis R. Goldberg ve Warren Norman isimli Amerikalı psikologlar bu etmenleri Dışadönüklük, Uyumluluk, Sorumluluk, Duygusal Dengelilik ve Kültür olarak isimlendirdiler.
En sonunda şahsiyeti belirlediği öne sürülen beş etmen olarak şunların üzerinde bir konsensus sağlandı: Açıklık, Sorumluluk, Dışadönüklük, Uyumluluk ve Nevrotiklik (İngilizce'de Openness, Conscientiousness, Extraversion, Agreeableness, Neuroticism kelimelerinin baş harflerinden hareketle kısaca OCEAN olarak geçiyor). Bunlara aynı zamanda "Beş Etmen Modeli" (BEM) de deniyor.
İşte başta bahsettiğimiz Kosinski bu teoriyi, geliştirdiği basit anket uygulamasıyla facebook üzerinden veriler toplayarak test etmeyi ve geliştirmeyi başardı.
Kozinski’nin hikâyesini anlatmaya inşallah bir sonraki yazımızda devam edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.