Bir kibrin fotoğrafı
“Bugün artık firavun yoktur ama sıradan insanların firavunlaşmasına müsait bir sistemin kıskacı vardır” der İsmet Özel. Ne güzel de tabir eder günümüz insanını. Makamı, mevkii bulunca hemen unuturuz geldiğimiz yeri. Bir kibir kaplar her yanımızı. Öyle bir şeydir ki bu kibir, başkasının düştüğü utanç durumundan mutlu olmaya iter adamı. Egosunu okşar, gösterişçiliğe iter insanı.
Şeytanın başkaldırmasına sebep olanda kibri değil miydi? Bu yüzden affedilmemişti. Çünkü kendini üstün görüyordu âdemden. Şimdi ise âdemler yukarıdan bakıyor birbirlerine.
Soyut bir kavram bu kibir. Anlat deseler herkes saatlerce üzerinde konuşabilir. Ya resmini çiz deseler, fotoğrafını göster deseler? Resmini ben çizemem ama fotoğrafını gösterebilirim.
“Güngören Belediye Başkan Yardımcısı Veysel İpekçi”
Bu kibir:
Kendisini görüp ayağa kalkmadı diye tuvalet önünde oturma cezası verdiriyor bir çalışanına.
Utanç verici, insanlık dışı, onur kırıcı, aşağılayıcı ne dersen de!
Şimdi görevden alındı bu zat. Kamuoyu büyük tepki gösterdi.
Peki ya bu kamuoyuna yansımasaydı?
Öylece devam edecekti görevine. Kim bilir kaç kişiye zulüm olacaktı.
Belki de şimdiye kadar kaç kişiye mobing uyguladı.
Böyle şahısların orada ne işi var? Nasıl geldi, kim getirdi? Peki, onların hiç mi suçu yok?
Ya daha öncede çalışanlara bu tarz şeyler yaptıysa?
Makamını, mevkiini kullanarak, çalışana eziyet etmek sığar mı insanlığa?
Kırılan onuru düzeltir mi özür?
Alın o çalışanı getirin güzel bir makama, o kibir abidesini de şoför olarak verin hizmetine, belki o zaman anlar makam ve mevkilerin kalıcı olmadığını. Üç günlük dünyada kimsenin kimseden üstün olmadığını.
Hani bir atasözümüz var ya; “Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır” işte aynen öyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.