Gelecek
Dünya barışı, huzuru Osmanlı medeniyetinin ve devletinin yıkılması ile bozuldu. Uluslararası kuruluşlar ulus devletleri parçaladıkça bunalımlar çatışmalar başladı. Büyük Osmanlı’yı yıkanlar huzur, barış derdi olanlar değildi. İnsanlığın huzuru ana meseleleri hiç değildi. Yabancı okullarla vakıflarla, hasseden geleceğin yöneticisini hedefleyen dış destekli okullar, üniversiteler sömürü çarklarının düzgün çalışması için insan yetiştirmeye başladı.
Yerli olmasın, köklerine dönmesinler Osmanlı’yı inkar eden ben neyim sorusunu akla getirmeyen bir yönetim kadrosunu yetiştirmeye başladılar. Kendisini yeni bir devlet kabul eden, o günün en popüleri Avrupa’ya özenen hatta Avrupalı olma yolunda yetiştirilen yeni nesil. Atasını inkar eden, geçmiş bağlarını koparan, bir başka devletlerle kültürlere hayran, harfleri dahil geçmişiyle bağlarını koparıp gövdesini Avrupa Birliği üyesi olmak yolunda kendisi inkar eden bir nesil. Her şeyimiz başka devletler modeli. İslam engel kabul eden, Müslüman kalamayan, Hıristiyan olamayan ortada kalan, her yabancı tesire açık Osmanlı’yı yıkanlar, onları destekleyenler kendini inkar edenler direksiyona geçtiler.
Ekonomide IMF’den talimat alanlar, okullar Osmanlı düşmanı yetiştiren, bizi biz yapan ne varsa ortada ayak bağı diye kaldırılan dönemde dünyanın da huzuru kaçtı. Osmanlı’nın bir arada tuttuğu coğrafyada kan ve gözyaşı, emperyalistlerin paylaşma hırsları 1. Ve 2. Dünya Savaşları’nın çıkmasına sebep oldular. Dünyada savaşlarla dengeler bozuluyor. Almanlar, İngilizler, Ruslar, Japonlar vs bütün dünya ayakta ölümler tek rakamlardan milyonlarla anılmaya başladı.
Bu savaşlarda; kendileri ile birlikte en büyük kaybı Osmanlı verdi. O günden bugüne kan, gözyaşı, feryatlar mazlum Türk ve Müslüman dünyasında hiç dinmedi. Bütün hedefleri Türk ve Müslüman dünyasını sömürmek birbirine düşürüp, kan gölüne getirdiler. Zulüm çığlıkları sadece Türk ve Müslüman dünyasından yükseldi. Kurdukları bütün kuruluşları sömürülerini kolaylaştırmak içindir. Arap baharı öncesi ve sonrasında devam eden arayışlar mazlumlarda yeni arayışlara yol açtı. Kaybedenlerin yeniden var olma mücadelesi başladı.
Bağımsızlık, var olma gayret ve mücadelesi artarak devam etmiştir. Milletin ayak bağları çözülmeye başlandı. Halk, içinden birileri ile var olma mücadelesine sahip çıktı. IMF sömürüsünden kurtuluşla bağımsızlık mücadelesi başladı. Türkiye’de muhalefet her ne kadar durun dese de halk, temsilcilerini bırakmadı.
Var olma mücadelesi her alanda bütün hızıyla devam etmeye başladı. 15 Şubat dahil bütün engellemelere rağmen büyüyor. Masayı bilmezken masada olduk. Güvenliğimizi ve mazlumları savunmaya başladık. Savunma sanayinde sağlıkta, ekonomide, turizmde dünya devletleri ile rekabete başladık. Sanal dünya le eğitimde de aynı ayağa kalkış devam ederse masada oyun kuruşumuz daha da güçlenecektir.
Karadeniz, Akdeniz, Libya, Türk dünyası, İslam birliği, Afrika vesselam dünyanın yeniden yapılanmasında artık masanın başındayız.
Birleşmiş milletlere dünya beşten büyüktür diye başlayan mücadelemiz, varlığımızı güçlendirdi. Birleşmiş milletlerin yeniden organize olma çalışmalarını başlatmıştır.
Dünya yeniden şekillenirken Türk dünyası ile birlikte İslam dünyası tutunacak el aramaya bir ve beraber olma gayretleri gündemin en önemli maddesi oldu.
Mazlumların huzurunu sağlamada, dünya barışında ya BM yeniden yapılanacak ya da Türk ve Müslüman dünyası ile mazlumların var olma mücadelesi hızlanacaktır. Gelecek daha da güzel olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.