Bir Garip Meslek: Dilencilik
Dilenmek: “Sadaka istemek, kendisini acındırarak bir kimseden bir şey istemek.”
Dilenci: “Geçimini dilenerek sağlayan kimse, ısrarla ve arsızca bir şeyi isteyen kimse” olarak Türk Dil Kurumu tarafından tanımlanmaktadır.
Günümüzün en temel sorunlarından biri haline gelen ve başlangıçta yoksulluk olarak adlandırılırken günümüzde ise iş çığırından çıkarak birçok suça zemin hazırlayan toplumsal bir vakaya dönüşmüştür. Dilencilik toplumlarda önlem alınmazsa onarılamayacak sosyal tahribatlar meydana getiriyor.
Ülkemizde gün geçtikçe sayıları artan dilencilik ise sosyal bir sorun haline dönüşmüştür. Dilencilik anayasaya göre kabahat ya da suç olarak 2 ana kısımda değerlendiriliyor. Yasa “dilencilik” eylemini kabahat olarak düzenlerken; “çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri, dilencilikte araç olarak kullanma” eylemini suç olarak kabul ediyor.
Günümüzde birçok çocuk alenen dilendiriliyor. Her caddede, sokakta onlarca çocuk istismar ediliyor. Kimisi okul masrafları için para istiyor, kimisi yemek parası için istiyor. Kimileri de çalışıyor süsü verilerek selpak, kalem, çiçek satma vs. perdesi altında dilencilikte araç olarak kullanılıyor. Küçük yaştaki çocukları emek vermeden kolay para kazanmaya teşvik edenler, aynı zamanda çocukların geleceklerine de ipotek koyuyor. Atalarımız boşuna “ağaç yaş iken eğilir” dememiş, çocuklar küçük yaşta yalana alıştırılıyor, insanların merhamet ve acıma duygusunu sömüren bir araca dönüştürülüyor.
Dilenciliği artık yoksulluk olarak değil de ahlaki bir sorun olarak ele almanın vakti geldi de geçiyor bile. Sokakta yanınıza çiçek satmak ya da para istemek için gelen 5-6 yaşlarındaki bir çocuk, para vermediğinizde size küfür ve hakaret edebiliyor. Sizden yemek parası isteyen bir çocuk hemen arkanızdan gelen bir başka kimseden okul masraflarını bahane ederek para isteyebiliyor. Bu çocukları nasıl bir gelecek beklediği ise açık bir şekilde ortada.
Hatırlarsınız, geçtiğimiz günlerde Kızılay Meydanı’nda dilencilik yapan yaşlı bir kadına günlük ne kadar kazanıyorsun diye sorulmuş; o da “Öğlene kadar çalışıyorum ve 500 lira götürüyorum” cevabını vermişti. Bu video ulusal ve yerel basında yer bulmuş ve epey konuşulmuştu. Şimdi dilendirilen çocukların geleceği de bu yaşlı kadından çok mu farklı olacak? Belki şimdi aileleri ya da başka birileri tarafından zorla dilendiriliyorlar, peki ilerde belirli bir yaşa geldiklerinde durum çok mu farklı olacak? Kolay kazanılan paranın tüm insanları cezp ettiği bir dönemde bu çocuklar bu alışkanlıklarından bir anda vaz mı geçicekler ?
Hayır, tabi ki de. Bunun en büyük sebebini ise dilenciliğin artık bir meslek haline dönüşmesi olarak gösterebiliriz. Bir makaleden öğrendiğime göre dilencilik yapanların yüzde 80’lere varan büyük bir kısmı dilenciliği meslek olarak görüyormuş. Çalışmadan elde edilen kazanç, kolay para ya da tabiri caizse bedava memurluk olarak tanımlanabilir ve artık bir meslek haline gelmiş durumda.
Ne yazık ki modern toplumlarda dahi engellenemiyor. Ülkemizde de gün geçtikçe sayıları artıyor. Bir engeli ve hastalığı olmadığı halde engelli ve hasta taklidi yapanlar, kendilerine yoksul görünümü verenler, bu işe alet olarak çocukları kullananlar vs. her köşe başlarında bizleri karşılıyor. Bu gibi insanlar yüzünden gerçek ihtiyaç sahibi insanlara ulaşılamıyor. Ulaşılsa dahi insanlar artık herkese bir önyargıyla yaklaşıyor. Umarım bir an önce ilgili bakanlıklar bu konu ile ilgili sonuç odaklı bir çalışma yaparak nasıl engellenebileceğine dair önlem alırlar. Aksi takdirde çoğalan dilenci sayıları sosyal tahribata yol açacak, yollarda dahi yürümek zorlaşacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.