Bir Devir Kapandı mı!?
Türk-İslam Coğrafyasının bilge liderlerinden, müçtehitlerinden, herkesin ağabeyi, dostu, kardeşi, Oğuz’un Kayı Boyundan Şeyh Edebali’nin kutlu soyundan, İslam’ı hem Kur-an diliyle hem Resülullah’ın hayatıyla anlatan, yalancı, hilebaz, düzenbaz siyaseti değil, rahmani siyaseti gözeten, makam mevki için değil, milletin davası için siyaset yapan, Yeniden Milli Mücadele Hareketinin lideri, Islahatçı Demokrasi, Millet Partisi Genel Başkanı, fikir ve aksiyon adamı, vatanına, milletine, devletine, bayrağını bağlı, binlerce genci milli ve manevi değerlerimizle yetiştiren, öğreten, kardeş yapan, ülkenin puslu karanlık günlerinde bu milletin evlatlarının eline silah değil kalem veren, kardeş kavgasından uzak tutan, âlimlerin, ulemaların sohbetlerinin, Türk Milletinin vazgeçilmez evladı, kültür ve siyasi hayatımıza damgasını vuran, IDP, MHP, RP den oluşan Milli İttifakın mimarı, ilk defa “İslam Rönesans”ından bahsederek Türk-İslam Medeniyetine farklı bir yorum getiren, onlarca kitap, yüzlerce konferans, binlerce makaleleri ile milli kültür hayatımıza unutulmaz eserler kazandırarak Türk-İslam Kültürünü gönüllere gergef gergef işleyen;
Siyasetin, “Kutup Yıldızı” olan, “Birlik Davası”nın nasıl olacağını tane tane anlatan, yüreklere işleyen, hayatı boyunca Kur’anın hakemliğine başvuran,
“Ülkemizin içinde bulunduğu problemler karşısında, sızlanmayan yürek, düşünmeyen beyin, çalışmayan beden bizden değildir”, “Davamız; Müslüman Türk’ün varlık ve beka davasıdır”, “Zafer Hakk’ın ve Hakk’a İnananlarındır”, “İman et, mücadele et, zafer senindir”, “yağcılık yapmayacaksınız, doğruyu söyleyeceksiniz, hayırlı olan şeyi göstereceksiniz, bu sizin aleyhinize de olsa”, “Sizin yolunuzda belli, rehberinizde belli, liderinizde belli, ben sadece âcizane bir ağabeyinizim” ve daha birçok özdeyişi ile yeni yetişen nesillere doğru ve gerçek olan hakikat yolunu gösteren,
Binlerce genci, Kur’an ve Sünnet-i Seniye hükümleri doğrultusunda eğiten, onlara doğru, dürüst bir hayat-kâinat anlayışı veren, “Davamız Türk Milletinin varlık ve beka davası” diyerek hedefi net bir şekilde ortaya koyan, “Bir mücadeleci söylüyorsa doğru söylüyordur” imajını bu toplumda uyandıran,
Bu milletin, yiğit, yürekli, davası uğruna canını seve seve vermekten çekinmeyen Aykut EDİBALİ,
KARDEŞİN KARDEŞİ ÖLDÜRDÜĞÜ KARANLIK BİR DÖNEMDE, YEP YENİ BİR DEVİR AÇTI.
Hepimiz biliriz ki, “Her can ölümü tadıcıdır”. Günü gelir Allah verdiği canı alır. Aykut Edibali’ de Allah’ın takdir ettiği ömrü tamamlayarak, Allah’ın, rahmetine, mağfiretine, Peygamberimize komşu olmak üzere emaneti teslim etti.
Şimdi soru şu; “BİR DEVİR KAPANDI MI!?” “SİZCE?”
Bırakın başka bir şeyi, bu milletin has evlatlarına, yetiştirdiği talebelerine, bıraktığı eserlerine, Türk Kültür hayatına yaptığı etkiye, Türk Siyasetine vurduğu damgaya, açtığı yola, gösterdiği hedeflere baktığınızda, Edibali’nin fikirlerini, düşüncelerini, ideolojisini, ortaya koyduğu doktrini yüreklerine gergef gergef işleyen gençleri gördüğünüzde; bu devrin hiçbir zaman kapanmayacağını, ilelebet baki kalacağını net bir şekilde görürsünüz.
Çünkü O’nun açtığı yolda yürüyenler, O’nun fikirlerini, düşüncelerini, hayat düsturunu, milli ve manevi değerlerimize bakış açısını, nesilden nesile aktararak sonsuza dek yaşatacaklar.
O’nun öğrencileri, vatan, bayrak, devlet, millet, Türkiye sevdalısı olarak yetiştiler. Bu değerler için canlarını, gözlerini kırpmadan vermeye hazır olarak kendilerini eğittiler.
O’nun talebeleri biliyorlar ki, bu milleti; yine bu milletin hayat pınarları olan, milli ve manevi değerleri, inançları, ideallerinin hayat haline gelmesi, Müslüman Türk’ün ortaya koymuş olduğu kutsal hedefleri canı pahasına benimseyen bu milletin evlatları kurtaracak.
O’nun öğretileri ile yetişenler biliyorlar ki, yolları, öğrendikleri; beş bin yıllık Türk Tarihinin, bin dört yüz yıllık İslam Tarihinin özü, Hoca Ahmet Yesevi’lerin, Taptuk Emre’lerin, Yunus Emre’lerin, Mevlana’ların, Hacı Bektaşi Veli’lerin, Hacı Bayram Veli’lerin, Sultan Alparslan’ların, Osman Gazi’lerin, Fatih Sultan Mehmet Han’ların, Yavuz Sultan Selim’lerin, Kanuni Sultan Süleyman’ların, Sultan Abdülhamit Han’ların, “Ya istiklal ya ölüm” diyerek hürriyet meşalesi yakan Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının açmış oldukları yoldur.
Özetin özetini verdiğimiz böyle bir kültür birikimi ile yetişenler, mutlak doğruluğuna inandıkları, düşüncelerini, fikirlerini, hayat ve kâinat anlayışlarını, gerçek huzur ve mutluluğun ancak bu fikir ve düşüncelerden geçtiğine inananlar, bunları gelecek nesillere aktararak bu açılan devrin devamını sağlamaları kadar daha doğal ne olabilir ki?
Cennet mekân Aykut Edibali Ağabey; çok büyük mücadelelerle, inanılmaz fedakârlıklarla yürüttüğün bu mücadele, ortaya koymuş olduğun bu kutsal dava, gönülden gönüle, nesilden nesile aktarılarak ebediyete kadar, hiçbir siyasi kaygı taşımadan, hiçbir gelecek korkusu düşünmeden, hiç kimsenin kulu, kölesi, uşağı, emir eri olmadan, makam, mevki, para, pul beklentisi gözetmeksizin, bu milletin varlık ve bekası için sadece Allah’ın rızasını umarak devam edecektir.
Allah rahmet eylesin, mekânın cennet olsun. Allah Peygamberimize (S.A.V) komşu eylesin. Bizim hakkımız varsa helal olsun, sende bize hakkını helal et…
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.