Geçtiğimiz günlerde ülke genelinde eş zamanlı olarak "Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın" sloganıyla bir kampanya başlatıldı.

Kampanyanın başlama düğmesine basan İçişleri Bakanı Soylu, "Eski köye yeni adet getiriyoruz" dedi ve bundan sonra araçların yayaları bekleyeceğini söyledi.

Yıllardır geçiş üstünlüğü araçlardaydı. Bu kampanya ile artık geçiş üstünlüğü yayalarda oldu. 

Tebrik etmek lazım, aynı zamanda burada bazı hususlara da dikkat etmek lazım.

Yoksa trafikte can kaybını azaltayım, yayaya geçiş üstünlüğü tanıyayım derken daha vahim sonuçlarla karşılaşabiliriz. Nasıl olur yahu der gibisiniz. Bir kaç örnekle hemen anlatayım.

Bu kampanya başlatıldı, birkaç gün sonra Hamamönü’nde bir yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmeye çalışıyorum.

Yaya geçidi işaretini gösteren levhanın hemen altında duruyorum. Araçlar o kadar hızlı seyir halindeki adımınızı yola atmaya korkuyorsunuz. 1,2,3 derken hiçbir araç durmadı. Tam o sırada aynı güzergâhtan trafik polis aracı geliyor.

Kendi kendime iyi bari en azından bu yol verir, bizde geçeriz dedim. Dedim demesine ama bir hızla o da geçip gitti. Yanımda duran bir yaşlı amca direkt yola atladı lakin geçemedi az kalsın hızla geçen arabaların kurbanı olacaktı.

Burada yaya biraz inatçı olsa (birçok vatandaşımız bu konuda çok inatçı oluyor. Araba nasıl olsa durur zihniyeti ile yola atlıyor) yol hakkı benim nasıl durmazsın gibi kıza kıza yoldan geçmeye çalışsa, hızla gelen araç yüzünden canından olacak.

Eminim bu tarz olaylar çok yaşanacak. Yaya yol benim diyecek, araç sürücüleri kendilerinin olduğunu iddia edecek. Yaya araç nasıl olsa durur diye yola atlayacak, araç sürücüleri ise yaya nasıl olsa geçmez diye gaza basacak. Sonrası ise tam bir felaket…

Kampanya başlatıyorsunuz, kampanyadan birkaç gün sonra görevli bazı personelleriniz dahi buna uymuyor. Sizde diğer araç sürücülerinin buna uymasını bekliyorsunuz. Sürücülerin birçoğunun trafik cezası yememek için bu tarz kurallara uyduğundan şüphem yok.

Peki bunu nasıl düzeltebiliriz? Her şeyin başında olduğu gibi eğitimle tabi ki. Hayata geçirilen uygulama çok güzel, uygulamada bir aksaklık yok bunu belirteyim. Aksaklık bizde. Bizim trafik bilincimizde.

Öyle alıştırıldık ki emniyet kemerini dahi canımız için değil para cezası korkusuna takıyoruz. 
Sürücüler yaya geçidi olsun olmasın araç duraklamaya uygun bir yoldaysa nezaketen durur yol verir. Bunun bilincinde olmalıdır.

Kafasında yol vermezsem trafik cezası ödemek zorunda kalabilirim gibi düşünceler olmamalı, bunu yapması gereken bir görev olarak addetmeli.

Bir başkası da olsa onunda aynısını yapacağını düşünmeli. Aksi halde bunlar sadece kağıt üzerindeki kurallar olarak kalır. İddia ediyorum ki trafikte bazı sürücüler yaya geçidi levhasının ne anlama geldiğini dahi bilmiyor. Bu tarz sürücüleri trafik cezası ile eğitemezsiniz.

Trafik bilinci oluşturmak istiyorsak ilk önce trafik eğitiminden başlamalıyız. Aksaklıkları gidermede ceza yöntemi yerine eğitimi esas almalıyız. Aksi takdirde bu kurallar parası olanlar için sadece faturadan ibaret bir hale gelir.